Page 238 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 238
240 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
ve mazlum Kardeşlerimizin Dergâh-ı İlâhiyeye açılan elleriyle doldurup,
geri çevirip, atanların başlarında mânen patlattırdı. Bizlere; yalnız ehem-
miyetsiz, sevaplı, hafif bir kaç yara bereden başka olmadı. Böyle bir
senedenberi doldurulan bir toptan, böyle pek az zarar ile kurtulmak
Hârikadır. Böyle pek büyük bir Nimete karşı, Şükür ve Sürur ve Sevinç
ile mukabele etmek gerektir. Bundan sonraki hayatımız bize aid olamaz;
çünkü müfsidlerin plânlarına göre, yüzde yüz mahv idi. Demek bundan
sonraki hayatı kendimize değil, belki Hak ve Hakikata vakfetmeliyiz.
Şekva değil, şükrettirecek Rahmetin izini, yüzünü, özünü görmeye
çalışmalıyız.
* * *
Garib ve bana pek çok ağır gelen ve üç günde bir bardak ayran ve bir
bardak sütten başka birşey yedirmiyen grip hastalığının üçüncü gününde,
füc'eten hatırıma ihtar edildi. Ben de o hatırayı teberrük için,
mahkemedeki müdafaamın bir mukaddemesi olarak yazdım. Şiddet ve
kusuru varsa, hastalığıma aid’dir. Evet, yüz adamın müdafaa edeceği bir
Hakikatı yalnız başıma müdafaaya mecbur olduğumdan; teab-ı dimağî ve
perişaniyete ve daha çok müz'iç ahval içinde Hakikatı doğru olarak,
olduğu gibi, bu kadar beyan edebildim.
(Son Müdafaata sonradan bir Hikmete binaen ilhak edilmiş bir
mukaddemedir.)
Müdafaatımın bütün safahatında gizli ve müdhiş bir komiteye karşı
mübareze vaziyetini gösteren tarz-ı ifademdeki maksadım şudur:
Nasılki Hükûmet-i Cumhuriye "Dîni dünyadan tefrik edip bîtarafane
kalmak" prensibini kabul etmiş; dinsizlere, dinsizlikleri için ilişmediği
gibi; Dindarlara da, Dindarlıkları için ilişmemesi o prensibin icabatın-
dandır. Öyle de; ben dahi bîtaraf ve hürriyetperver olması lâzım gelen
Hükûmet-i Cumhuriyenin dinsizliğe tarafdar ve entrikaları çeviren ve
hükûmetin me'murlarını iğfal eden gizli menfi komitelerden tefrik edilip,
hükûmetin onlardan uzak olmasını istiyorum; o entrikacılarla mübareze
ediyorum. O komitelerden, tesadüfle hükûmetin me'muriyetine girenler,
ciddi dindarlara takmak için iki kulp elinde tutmuş, garaz ettikleri
dindarlara takıyorlar ve hükûmeti iğfâle çalışıyorlar. O iki kulpun birisi:
O mülhidlerin