Page 241 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 241

ESKİŞEHİR   HAYATI                                                                                                        243


               istemek,  büyük  bir  hakkımdır.  Bu  cihetin  halli  ve  faslı  lâbüd  ve
           zaruridir.

               Dördüncü  Madde:  Şimdiye  kadar  bana  hücum  eden  ve  hükûmeti
           aleyhimize  çeviren  kimselerin  garazkâr  oldukları  ve  sırf  garaz  ile
           iliştikleri bununla anlaşılıyor ki, bizi vurmak için her kapıya başvurdular.
           Evvelâ,  "tarikatçılık"  -birşey  bulamadılar-,  sonra  "cemiyetçilik",  sonra
           "siyasetçilik ve inkılâba muhalif hareket ve muhalif komitecilik ve izinsiz
           neşriyatçılık" gibi çok cihetlerle itham etmek ve bizi vurmak için çalış-
           tıkları halde; bunların hiç birinde tutunacak bir emare bulamadıklarından,
           en  nihayet  bir  madde-i  kanuniyenin,  kuyud-u  ihtiraziyeyi  nazara
           almıyarak, zâhirî umumiyetinden istifade edip, hiçbir zîakıl kabul etmiye-
           cek ve onlara hak vermiyecek bir nokta ile bizi itham ve mahkûm etmek
           istiyorlar. Evet, bahsedeceğimiz noktayı, dünyada hiçbir zîakıl, Hakikat
           olarak  kabul  etmez;  ve  zerre  miktarı  insafı  olan,  "İftiradır"  diyecek.  O
           nokta şudur:

               "Said-i Kürdî Dîni siyasete alet ediyor!" tabiridir. Bu tabirdeki ithamı
           çürütecek onbeş - yirmi delilden ziyade ve beş - on kadarı müdafaatımda
           zabtınıza geçirilenlerden birisi şudur ki:

               Yüzler  şâhidin  şehadetiyle  isbat  etmeye  hazır  olduğum  şu  beyan
           edeceğim hâlim, o ithamı esasiyle çürütüyor. Şöyleki:

               Dokuz sene oturduğum Barla Köyü halkının müşahedesiyle ve dokuz
           ay ikamet ettiğim Isparta'daki dostlarımın şehadetleriyle ve beni yakından
           tanıyan dostlarımın işhadiyle, onüç senedir ki, siyaset lisanı olan hiçbir
           gazeteyi,  ne  okudum  ve  ne  de  dinledim  ve  ne  de  istedim.  Hattâ  birkaç
           hadisede,  şahsımla  alâkadar  zannedilen  ve  herkesi  meraka  sevkeden
           vâkıalardan bahseden gazeteleri okumak arzusu bulunmadı ve okumadım
           ve okutmam.

               Onbeş  maddeden  başka  bütün  mesaili,  Âhiretime  ve  Îmanıma  ve
           Hakikata  müteveccih  olduğu  hükûmetin  tedkikat-ı  amîkasiyle  tezahür
           eden Risale-i Nur ile, Said, Dini siyasete alet ediyor; yani Kâinatta yük-
           sek  ve  Mukaddes  tanıdığı  bir  Hakikat-ı  Kudsiye  olan  Din-i  Hakkı  ve
           Îman-ı Tahkikiyi, siyasete, yani ihtilâlkârane, en tehlikeli ve en günahlı
           ve  çok  hukukun  ziyaına  sebebiyet  veren  akîm,  süflî  bir  maksada  alet
           etmiş  denilir  mi?..  Böyle  diyenler,  ne  kadar  Dâire-i  Akıl  ve  İnsaf  ve
           Vicdandan     uzak     düştükleri     ve     uzak      hükmettikleri
   236   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246