Page 250 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 250
252 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
biliyorum. Kararname namındaki ithamnamede, vazifesini yapan
müstantiklere değil, belki müstantiklerin istinad ettiği mülhid zalimlerin
evham ve entrikalarına karşı derim:
Siz, beni: "Dini siyasete âlet etmek" ile itham ediyorsunuz. Ve o
itham, zâhir bir iftira olduğu ve esassız, çürük bulunduğunu yüz delil-i
kat'i ile isbat etmekle beraber; bu ağır iftiranıza mukabil, ben de sizi,
siyaseti dinsizliğe âlet etmek istiyorsunuz diye itham ediyorum!
Bir zaman, cerbezeli bir padişah, Adalet niyetiyle çok zulüm
ediyormuş, bir muhakkik Âlim ona demiş: "Ey hakim! Sen, raiyetine
Adalet namiyle zulüm ediyorsun. Çünki tenkidkârane cerbezeli nazarın,
zamanen müteferrik kusuratı birden toplar; bir zamanda tasavvur edip,
sahibini şiddetli bir cezaya çarpıyorsun. Hem, bir kavmin müteferrik
efradından vücuda gelen kusuratı, o tenkidkâr cerbezeli nazarında toplu-
yorsun. Sonra o perde ile, o taifenin her bir ferdine karşı bir nefret, bir
hiddet size gelir; haksız olarak onlara vurursun. Evet, senin bir sene
zarfında attığın tükürük, bir günde senden çıkmış bulunsa, içinde
boğulacaksın; müteferrik zamanda istimal ettiğin sulfato gibi acı ilâçları,
bir günde bir kaç kişi istimâl etse, hepsini de öldürebilir." İşte aynı bunun
gibi; mehasinin ortalarında bulunmasiyle, arasıra kusuratı setretmek
lâzım gelirken; sen, raiyetine karşı kusuratı izale eden mehasini
düşünmeden, cerbezeli nazarınla müteferrik kusuratı toplayıp, ağır ceza
veriyorsun. İşte o padişah, o muhakkik Âlimin ikazatiyle, Adalet namına
yaptığı zulümden kurtuldu.
.........................................................................................
Gizli bir kuvvet, bil'iltizam beni mahkûm etmek istiyor. Ve her
bahaneyi bulup, bin dereden su getirmek gibi her bir çareye müracaat
edip, kurdun keçiye bahanesinden daha garib bahanelerle beni itham
altına almak ve mahkûm ettirilmek istenildiğimi hissediyorum. Meselâ,
üç aydır bu kelimeyi tekrar ediyorlar: "Said-i Kürdî, Dini siyasete âlet
ediyor!" Ben de bütün Mukaddesata yemin ediyorum ki: Bin siyasetim
olsa, Hakaik-i İmaniyeye feda ediyorum. Ben, nasıl Hakaik-i İmaniyeyi
dünya siyasetine âlet edebilirim? Ben yüz yerde bu ithamı çürüttüğüm
halde, yine mânâsız nakarat gibi tekrar edip ileri sürüyorlar. Demek,
bil'iltizam ve herhalde beni