Page 42 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 42
44 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- Biz şimdiye kadar muhafızınız idik, bundan sonra Hizmetçiniziz!
derler (*).
Bitlis'de iken bir gün kendilerine vali ile bir kısım me'murların içki
içtikleri ihbar olununca, hiddetlenerek:
- Bitlis gibi dindar bir memlekette hükûmeti temsil eden bir zatın
irtikâb ettiği bu muameleyi kabul edemem! Diyerek içki meclisine gider.
Evvelâ içki hakkında bir Hadis-i Şerif okuduktan sonra pek acı sözler
söyler; valinin vurdurmak için işaret etmesi ihtimaline binaen de bir elini
rovelverinin bulunduğu yerde tutar. Fakat vali fevkalâde mütehammil ve
hamiyetli bir zat olduğundan, kat'iyyen ses çıkarmaz. Oradan ayrılınca
valinin yaveri Genç Saide:
- Ne yaptınız? Söyledikleriniz, idamınızı mucibdir, der.
Genç Said:
- İdam hayalime gelmedi, hapis ve nefiy zannederdim. Her ne ise, bir
münkeri defetmek için ölürsem ne zararı var? cevabında bulunur.
Oradan avdetinden bir iki saat sonra, iki polis vasıtasiyle vali kendi-
sini istetir. Valinin odasına girerken; vali hürmet ve tâzimle genç Saidi
karşılayarak, elini öpmek ister. İltifatla yer göstererek:
- Herkesin bir Üstadı vardır. Sen de benim Üstadımsın, der.
* * *
Genç Said, fıtraten, bir kanun altında yaşamayı ve harekâtının tahdit
olunmasını sevmez, her halinde, her hareketinde gayet serbest olmasını
arzu eder ve daima: "Ben, hürriyet ve serbestiyetimi hiçbir keyfî kanunla
tahdit ettirmem." derdi. Bunun içindir ki, ilk İstanbul'a teşriflerinde yine
her kayıddan uzak kalmakta israr etmiş ve hayatının bütün safhalarında
bu vaziyet müşahede edilmiştir. Ondaki bu serbestiyet ve hürriyet aşkı,
hayatının yarısından
------------------
(*) Bir gün Bediüzzamana soruldu:
- Kaydı nasıl açtın?
Dedi:
- Ben de bilmem. Fakat, olsa olsa Namazın Kerametidir.