Page 44 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 44
46 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
kendi nokta-i nazarını karşılaştırmış, bütün mes'eleler muvafık olup
ancak üç kelime Tevafuk etmemiş. Bu tevcihleri de Ulemanın tahsinine
mazhar olarak kabul edilmiştir.
Bir gün Bitlis Meşâyihinden Şeyh Mehmed Küfrevî Hazretlerinin
kendilerine beddua ettiğini birisi yalandan söyler. Bunun üzerine Müşa-
rünileyhi ziyarete gider. Şeyh Hazretleri, Molla Saide iltifat eder, teber-
rüken bir Ders verir. İşte Molla Saidin en son aldığı Ders bu olmuştur.
Bir gece Molla Said, rüyasında Şeyh Mehmed Küfrevi Hazretlerini
görür. Kendisine hitaben:
- Molla Said; gel beni ziyaret et, gideceğim demesi üzerine hemen
gider; ziyaret eder. Ve Şeyhin uçup gittiğini görünce, uyanır. Saate bakar,
saat gecenin yedisidir. Tekrar yatar. Sabahleyin Şeyhin hanesinden
matem seslerinin yükseldiğini işitir, oraya gider ve Şeyh Hazretlerinin
gece saat yedide vefat ettiğini haber alır.
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ
ِ
ِ
يمۤا ۞ ِ ي ه َلع ِ للّا ةمحر ۞ نوعجار هيَلا اناو للّ ان ا
ٓ
َّ َ ٰ َّ
َ
ُ َ ْ َ
َ ْ
َ ُ
ٰ َ ْ
Mahzun olarak geriye döner.
Molla Said Şarkın büyük Ülema ve Meşâyihinden olan Seyyid Nur
Mehmed, Şeyh Abdurrahman-ı Tâğî, Şeyh Fehim ve Şeyh Mehmed
Küfrevî gibi Zevat-ı Âliyenin herbirisinden İlm-i İrfan hususunda ayrı
ayrı Derslere nail olduğundan, onları fevkalâde severdi. Ülemadan Şeyh
Emin Efendi, Molla Fethullah ve Şeyh Fethullah Efendilere de ziyade
muhabbeti vardı.
Vanda mâruf Ulema bulunmadığından, Hasan Paşanın daveti üzerine
Molla Said Van'a gitti. Van'da onbeş sene kalarak, aşâirin İrşadı için
aralarında seyahatla tedris ve tederrüs vazifesiyle hayat geçirdi. Vanda
bulunduğu müddet, vali ve me'murîn ile ihtilât ederek, bu asırda, yalnız
eski tarzdaki İlm-i Kelâmın İslâm Dini hakkındaki şek ve şüphelerin
reddine kâfi olmadığına kanaat hasıl etmiş ve fünunun tahsiline lüzum
görmüştür (Hâşiye).
------------------
(Hâşiye): Bediüzzamanın çok genç yaşındaki bu vukufiyeti, Onun istikbaldeki çok
muazzam Hizmet-i Kur'aniye ve İslâmiyesi için hazırlanmasını te'min etmiştir. Bu kanaatını o
zaman izhar ettiğinden otuz - kırk sene sonra, İlm-i Kelâmda