Page 455 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 455
EMİRDAĞ HAYATI 457
irad edebilen cevval bir Ruh haletini taşırdı. Hürriyetten evvel ve sonra
Şarktaki hayatı ve İstanbuldaki feveranlı hayatı, buna bir şâhiddir. Bir
yanda Şarkî Anadolu'da aşiretler arasında seyahatle onlara Ahlâkî ve
Îmanî Dersler, öğütler verirken; diğer yanda Şamda Allâmelere, Siyaset-i
İslâmiye noktasında en keskin ve isabetli görüş ve teşhislerle Müslüman-
ların Terakki ve Kemalâtının Esaslarını tesbit edip, 350 milyon Müslü-
manın Saadetinin fecr-i sâdıkını haber veriyordu. Hem, meşrutiyet
zamanında meclis-i meb'usana hitabesi ve gazetelerdeki makaleleriyle,
Kur'anın Kudsî Kanun-u Esasîsinin vaz' ve tatbikinin Millet-i
İslâmiyyeye iki cihanın Saadetini kazandırıp hakikî Kemalât ve Terak-
kiye medar olacağını haykırıyor ve bu efkârının Dîvan-ı Harb-i Örfîde de
Kahramanca müdafaasını yapıyordu.
İşte bir nebze beyan edilen ahvali ve Hizmetleri delâletiyle bu hârika
Zât, âdeta muhtelif istidat ve ayrı ayrı zekâ ve kabiliyetlerden müteşekkil
bir Cemaat mahiyetinde idi. İslâmiyetin zuhurundan itibaren 1300 yıl
içinde gelip geçen ve İslâmiyet Şecere-i Nuraniyesinin çeşitli çiçek ve
meyveleri olarak asırları tezyin eden umum Ehl-i Hak ve Zekâvetin
Kemalât ve güzelliklerine sahip olmuş, nişan ve formalarını takmış gibi
idi. Sanki Ulûm ve Maarif i İslâmiye bu Zât vasıtasiyle yeni baştan İhya
ediliyordu.
Büyük Peygamberin Ders ve İrşadiyle Hakikata ulaşan ve Kemâlâtta
terakki eden ve her biri Cemaat-i İslâmiyeden bir taifeyi Dâire-i Tenvir
ve İrşadında yürüten Kudsî Üstadlar, Âlim ve Müctehidler, ayrı ayrı
meslek ve İlimlerine bu Zâtı Vâris tâyin etmişler gibi; mâzinin bütün
mehasin ve meziyetlerini giyinerek asrımızda ortaya çıkan bu Hârika-i
Zaman Said Nursî Hazretleri, böylece, Kur'ân nâmına Risale-i Nurla
giriştiği dinî Hizmet ve Cihad-ı Mânevîsiyle, bir Cemaatin, yüksek bir
hey'etin belki muazzam bir ordunun yapabileceği Vazifeleri, Küllî
Hizmetleri, İzn-i İlâhî ile yapmıştır. İslâmiyet Nurundan ve İman
Kardeşliğinden gelen bir Kuvvet ve Rabıta ile teşkil ettiği Nur Şâkirdleri
Şahs-ı Mânevîsi, ehl-i dalâletin cemaatle hücumuna mukabil çıkmış, bu
suretle Mü’minlerin Nokta-i İstinadı, kızıl tehlikenin bu vatanı istilâsına
karşı Kur'ânî bir Sed ve Âlem-i İslâmın Kahraman Türk milletine eskisi
gibi Muhabbet, Uhuvvet ve İttifakının medarı olmuştur.