Page 568 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 568

570                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          kendine alıp karabet ve milliyeti izale eden ve medeniyet-i beşeriyeyi ve
          hayat-ı  içtimaiyeyi  bütün  bütün  bozmağa  yol  açan  kızıl tehlikeyi  kabul
          etmekle;  ancak  Nur  Şâkirdlerine  cemiyet  namını  verebilir.  Onun  için
          hakikî  Nur  Şâkirdleri  çekinmeyerek,  Kur'ân  Hakikatlerine  karşı  Kudsî
          Alâkalarını  ve  Uhrevî  Kardeşlerine  karşı  sarsılmaz  irtibatlarını  izhar
          ediyorlar.  O  Uhuvvet  sebebiyle  gelen  her  cezayı  memnuniyetle  kabul
          ettiklerinden,  mahkemenizde  hakikat-ı  hâli  olduğu  gibi  itiraf  ediyorlar.
          Hile  ile,  dalkavukluk  ile  ve  yalanlarla  kendilerini  müdafaaya  tenezzül
          etmiyorlar.

                                            * * *

              AFYON MAHKEMESİNE, İDDİANAMEYE KARŞI VERİLEN
                   İTİRAZNAME TETİMMESİNİN BİR ZEYLİDİR

              Evvelâ:  Mahkemeye  beyan  ediyorum  ki;  iddianame,  Denizli  ve
          Eskişehir  Mahkemelerimizdeki  o  eski  iddianamelere  ve  aleyhimizde,
          sathî ehl-i vukufların sathî tahkikatlarına bina edildiğinden mahkememiz-
          de  dâva  ettim  ki:  "Bu  iddianamenin  yüz  yanlışını  isbat  etmezsem,  yüz
          sene cezaya razıyım!" İşte o dâvamı isbat ettim. Yüzden ziyade yanlış-
          ların cetvelini isterseniz takdim edeceğim.

              Saniyen:  Ben,  Denizli  Mahkemesinde  Kitab  ve  Evraklarımız
          Ankara'ya  gittiği  sırada,  aleyhimize  hüküm  verilecek  diye  telâş  ve
          me'yusiyetle beraber arkadaşlarıma yazdım ve bazı Müdafaatımın âhirin-
          de bulunan o yazdığım parça şudur: "Eğer, Risâle-i Nur'u tenkid fikriyle
          tedkik  eden  adliye  me'murları  Îmanlarını  Onunla  kuvvetlendirip  veya
          kurtarsalar sonra beni îdam ile mahkûm etseler; şahid olunuz, ben Hak-
          kımı onlara Helâl ediyorum; çünki biz Hizmetkârız. Risâle-i Nur'un Vazi-
          fesi, Îmanı kuvvetlendirip kurtarmaktır. Dost ve düşmanı tefrik etmiyerek
          Hizmet-i Îmâniyeyi hiçbir tarafgirlik girmeyerek yapmağa mükellefiz."

              İşte ey hey'et-i hâkime! Bu Hakikata binaen, Risale-i Nur'un cerhe-
          dilmez kuvvetli hüccetleri, elbette mahkemede Kalbleri kendine çevirmiş.
          Aleyhimde  ne  yapsanız  ben  hakkımı  Helâl  ederim,  gücenmem.  Bunun
          içindir  ki,  eşedd-i  zulüm  ile  bir  eşedd-i  istibdad  tarzında,  şahsımı,  hiç
          ömrümde görmediğim ihanetlerle çürütmekle damarıma dokundurulduğu
          halde  tahammül  ettim;  hattâ  beddua  da  etmedim.  Bize  karşı  bütün  itti-
          hamlara  ve  bütün  isnad  edilen  suçlara  karşı  elinizdeki  Risale-i  Nur'un
          Mecmuaları benim mukabele
   563   564   565   566   567   568   569   570   571   572   573