Page 17 - Okul Dergisi Mayıs 2025
P. 17
HOŞ BİR SEDA 17
zen rüyasında görürmüş yani ma- anan ekmeğe tereyağı sürsün de ği gibi: “Yağ döktüm, kim döktü;
lum olurmuş. Bu güzel kız bir gün ye.” demiş ama kız karnı aç olma- ben döktüm a dostum, ben döktüm
rüyasında evlerinin yanındaki ulu sına rağmen korkusundan kabul et- anam döverse babam kızarsa!” di-
çınarın devrildiğini görmüş. Çınar memiş onca yolu hiç dinlenmeden yordu Şaşırıp kalmıştım, annemle
devrilmiş ama çınarın dalındaki tekrar yürümeye koyulmuş hava birbirimizin gözlerinin içine bak-
bir kuş kaçmamış dalda kalmış. sıcakmış. Güneş tam tepede, kap- tık, kuş sanki bizim konuşmaları-
Ertesi günü kader bu ya; bu kızın lumbağalar tıslar keçiler melermiş. mızı duymuştu. Hayat gizemlerle
anacığı ölüvermiş günlerce ağla- Kızın bu sıcakta başı dönmüş ayağı dolu değil miydi? Anlamak, sez-
mış, yememiş, içmemiş ama nafi- koca bir taşa takılıp yuvarlanmış mek ince işti. Annem “Haydi yırt-
le gidenin gelesi yok. Sonra tabii elindeki yağ dolu testi de param- tın, kıvırcığım kimyadan çıksaydın
babası hemen evlenmiş kadın cadı parça olmuş. Bunu gören kız dizi- baban da seni de A dostumun ya-
mı cadı kıza sürekli azar, dayak nin kanadığına aldırış etmeden deli nına gönderirdi. Ayağa kalktım A
zavallı kızın yanakları solmuş. Za- gibi çırpınmaya başlamış,” Eyvah dostum kimyadan geçtim; babam
yıflamış kuş kadar kalmış. Kadının ne edeceğim şimdi, yağ döktüm, duymadı, çay suyu kaynadı.” Ha-
bağırmasından, dayağından korkar kim döktü ben döktüm a dostum fiften kıvırtıp oynamaya başladım
bacakları titrermiş. Bir gün kadın ben döktüm, anam döverse babam annem de Adile Naşit ‘e benzeyen
yani analığı “Al şu testiyi git Yağcı kızarsa a dostum diye çırpınma- gülmesi ile aynı onun gibi göbeği-
Musa ‘dan yağ al gel, emme testiyi ya başlamış. O anda Cenabı Hak ni hoplatarak gülüyordu, gülüşme-
bir kırarsan seni bahçedeki şu kör kızcağıza acımış, bir kuşa çevirip lerimizi babam duymuştu “Ne var
kuyuya atarım. Bak şuraya tükü- anasının yanına uçurmuş. Kızca- düğün mü yapıyorsunuz da benim
rüyorum kurumadan geleceksin!” ğız anacına kavuşmuş ve o günden haberim yok?” dedi, babam o an
demiş Kadında ne merhamet ne sonra köyde kimse onu ne gören gözüme çok tatlı gelmişti.” A dos-
de Allah korkusu varmış. Annemin ne de duyan olmuş. Köyün yaşları tum!” dedim tombul yanakların-
bu tatlı anlatışını keserek “Anne testi kırıklarının dibinden kuş tüy- dan şapır şupur öptüm. Babam ne
dedim, peki babası bu duruma bir leri bulmuş ve bu kız kuş olup uçtu olduğunu anlayamamıştı şaşkınlığı
şey demiyor muymuş? annem kı- gayrı demiş. geçtikten sonra “Hadi bakalım kı-
zım, dedi babalar vırcık, buz gibi soğuk bir su kap
“Vay be dedim çok ilginç, za- gel de içelim.” demez mi ah Ah
Çocuklarını anneleri varken vallı kız ama bir yandan da şanslı dostum ah!
bir gözüyle görür, anneleri ölürse kuş olmayı kim istemez yahu dü- SON
hiç görmez.” “Yani babam beni şünsene anne istediğimiz yere uçu-
tek gözle mi görüyor vallahi inan- yoruz seninle …” diye söylerken YAZAN:
mam.” “Bir sus da anlatayım deli birden kuşun insancıl sesi ile irkil- SEMA AYAZ
kız! dedi annem”: İşte kızı bir gü- dik, yine yaşlı erik ağacımızın gür TÜRK DİLİ VE
zel korkutmuş kız korkudan dayak- dallarına konmuştu. Vallahi aynen EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
tan açlıktan artık semeleşmiş nere- annenin söyledi-
ye bastığını ne ettiğini bilmez, hep
ah anam ah dalındaki kuş olaydım
deyip ağlarmış. Böyle gözü yaşlı
ağlaya sızlaya ayağındaki yırtık ke-
likleri sürüye sürüye Yağcı Musa’
ya varmış testiyi doldurmuş.
Musa emmi, “Otur kızım bir
dinlen, koca