Page 87 - Naklen Öyküler
P. 87
İlk adımın atılması yakındı. Duygular iyice sıkıştırmaya
başlamış, bu ilk adım için destek vermeye başlamıştı. Ne yazık ki
aynı anda atmaya kalktılar. Meşgul çalan telefonunda meşgul çaldı
telefonu. İkinci kez deneyemediler. Yüreklilikleri henüz tek arama-
lıktı çünkü.
Aynı şehirde, ayrı yaşamları birbirlerinden habersiz bir kıl-
maya çalışıyorlardı. Onlar birbirlerine geç kaldıkça-ki girişimlerinin
sonu hep böyleydi- ben kahroluyordum. Elim kolum bağlı bekliyor-
dum. Yazgıya karışamazdım ya...
Sonra bir gün, adama telefon geldi. Kadından… İçim içime
sığmadı. Adam, kulaklarına inanamadı. Bu telefonun nedeni, kadı-
nın bir pusula almasıydı: «Sensiz olamıyorum» Adamın yolladığını
düşündü. Yazgıyı her zaman başına buyruk bırakamazdım ya...
Yeniden bağlantı kurmaları önemliydi. Kadınla bağı olmadan
yaşamak, adamın yaşamla bağlarının gevşemesine yol açmıştı. Gün-
ler birbirine eklenip geçse de özlemle dolu olan, yarım kalmış güzel-
likleri ve düşleri geri isteyen yanı adamdan sürekli hesap soruyordu.
Adam, o telefon konuşmasının sonunu sabırsızlıkla bekledi.
Kadının ağzından çıkan her sözcüğü umutla dinledi. Sıradan sözle-
rin ardına saklanmış sevgiyi aradı. Saplantılı korkuları, kadında artık
ona karşı sevginin kırıntısının kalmadığını haykırırken bunları duy-
mazdan gelmeye uğraştı. Öyle çaresiz hissetti ki dönmesi için kadın-
dan bir çağrı gelmezse ne yapacağını bilemedi. Telefon konuşma-
sının en sonunda, her şey bitti dediği yerde özlediği soluğu buldu.
Durup da içini bu solukla dolduracaktı, ama zaman kaybedemezdi.
Artık geç kalamazdı. Yalnız onun anlayabileceği bir çağrıya uyması
gerekiyordu. Kadının telefondaki son sözüydü bu çağrı: “Kahvaltı
etmek istiyorum”. Adam ayçörekleri aldı, bir demet de nergis... Yol
boyu bir çörekleri kokladı, bir nergisi. Buluşmayı düşledi.
87