Page 84 - Naklen Öyküler
P. 84

Kadın  da  kıvranıyordu.  Onun  gerekçesi  belliydi.  Kendince
             kusursuzluğu aramıştı. Hoşgörü dolu bir eşin kusursuzluğuna inan-
             mıştı. Elbette içi kabarırdı, kimi zaman keyfi kaçardı. O anda sessiz

             bir liman oluverirdi. Sanırdı ki çalkantıyı durdurabilecek, çok sev-
             diği o gemi için limana yanaşmanın çağrışımı olabilecek. Olama-
             dı. Geminin açıkta, dalgaların koynunda kalışını, boğulmamak için
             çırpındığını sezemedi. Kendini sürekli bunun için suçluyordu. Diğer

             yandan  asıl  hatasını  göremiyordu.  Kırıldığında  söyleyebilmeliydi,
             can  sıkıntısını  karşısındakine  duyurmalıydı.  İnsanlar,  pürüzsüz
             yüzeylerde  kayardı,  tutunamazdı.  Kadın,  olup  bitenlerden  sonra,
             yine de başka türlü davranamayacağını düşünüyordu. Sevmek, onda

             her sorunun çözümüydü. Adama yetmemesi kimsenin suçu değildi.
             Kıvrandı durdu kadın. Sevgiyi yitirdikten sonra bir süre ellerine ba-
             kamadı.


                    Kadının içi, birden umutla doluyordu. Adam yine gelecekti,
             aklından  çıkmayan  sıcaklığıyla  ona  dönecekti.  O  da  adamın  gel-
             diği  yöne  dizginsiz  duygularla  koşacaktı.  Ayrılarken  geçmemiş
             gibi davranarak birlikte zamanı çıldırtacaklardı. Kadın, kolları hiç

             çözülmemiş gibi adamın boynunda kenetli dururken fısıldayacaktı:
             “Benim için her şeysin.”





                    Umutlar  boyunca  adam  kadının  yanındaydı.  Ama  içindeki
             umut birden soluyordu. Kadın, umutsuzlukta çok üşüyordu.


                    Adam yatıştı. Ayrılmadan önce sık sık gittikleri parkta anladı
             bunu. O ana dek düşünmekten kaçmıştı. Özgürlük olduğunu sana-
             rak sarıldığı duyguyu bir kenara bıraktı. Yine iki kavağın arasındaki
             banka gitti. Bir süre kavak yapraklarının fısıltılarını dinledi. Bunu

             yapmayı ne çok sevdiklerini anımsadı. Yalnızlığıyla tanıştı. Bankta
             yanının boş olduğunu ve sımsıkı yumulu avuçlarını kucağına boş
             koyduğunu, yaşamındaki boşluktan önce gördü.



             84
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89