Page 62 - Tuğba Zengin
P. 62

Yaklaşık beş dakika yürüdükten sonra trafik ışıklarına vardık.

               Trafik  ışıklarını  da  geçince  artık  sahildeydik.  Sahil  yolundan

               yürüyorduk  ve  bir  yandan  derslerden  ne  kadar  sıkıldığımızdan

               bahsediyorduk.  Sohbet  ede  ede  ağaçları  olan  bir  yola  saptık.  Çoğu
               ağaç güzel kokar ve rengarenk çiçekleri vardır. Ama o ağaçların ne

               rengarenk  çiçeği  ne  de  güzel  kokularını  pek  alamadık.  Çünkü

               kalabalık olan yoldan nefes almadan geçmeye çalıştık. Fakat bir süre

               sonra tabiki nefes almak zorunda hissettim. İşte o an kendi kendime

               insanların  neden  nefes  alması  gerektiğini  sorgulamaya  başladım.

               Yolu bitirdiğimizde ise herkesin maskelerini çıkarıp derin derin nefes

               aldıklarının gördüm.



                       İleriye  yürürken  önümüzden  patenli  bir  kız  geçti.  Yaklaşık
               dokuz on yaşlarındaydı. Kız bize doğru saçlarını savurdu, sanki bize

               hava atar gibiydi. Elbette bunun farkına vardık ve İrem´le ben onun

               arkasından  uzunca  bir  süre  güldük.  Kardeşim  neler  olduğunu

               algılayamamıştı. Biz de olanları açıkladık. O da kıkırdamaya başladı.



                       Yürümeye  devam  ettiğimizde  masmavi  Marmara  Denizi  bizi

               karşıladı.  Denizin  hemen  kıyısında  irili  ufaklı  kayalıklar,  bu

               kayalıklara  bağlanmış  küçük  balıkçı  tekneleri  ve  onların  yanında

               anne babaları gibi duran kocaman yatlar vardı. Bu ufacık tekneler
               benim çok ilgimi çekmişti nedense. Ben onlara doğru bakarken İrem:

                      “Gidiyoruz.”  Dedi  bana.    Ben  de  daldığım  uykudan  uyandım.

               Birlikte yürümeye başladık. Biraz yürüdükten sonra sahilde bisiklet

               süren kalabalık bir gruba rastladık. İstanbul’da hava biraz ısındı mı

               insanların  adetiydi  sahilde  gezinmek.  Mısır  satıcıları,  koşu  yapan

               insanlar,  bisiklete  binen  çocuklar,  simitçiler,  bebeklerini  gezdiren

               genç anne babalar, çimenlerde oyun oynayanlar, parktaki salıncakta







                                                                                                       62
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67