Page 70 - Tuğba Zengin
P. 70
Yaptığım dev LEGO şehri darmadağındı! Tabletimin de kayıp
olduğunu görünce hemen babamı çağırdım. İlk önce şaka yaptığımı
sandı, ama gerçeği öğrenince anneme kapıyı kilitleyip kilitlemediğini
sordu. Annem kilitlemediğini ve gündüz vakti olduğu için hiçbir şey
olmayacağını düşündüğünü söyledi. Ama yanılmıştı işte. Evimize
hırsız girmişti!
Olayın şokunu atlattıktan sonra babam polisi aradı, annem
evde nelerin çalındığına baktı, ben de bir köşeye geçip ağladım. On
gün önce aldığımız tablet ve benim 80 liram… Sanırım hırsızın bana
kini vardı. Üstelik üç yıldır birlikte olduğum Violet adındaki pelüş
oyuncağım çalınmıştı! Sanırım ağlamamın nedeni oydu. Ama
gariptir, hırsız bilgisayarları almamıştı. Oysaki çantasına koyup
götürebilirdi.
Polis geldiğinde nelerin çalındığına baktı, parmak izi bulmak
için etrafa detektif gibi toz serpti, ama hiçbir şeye rastlamadık. Polis
gittikten yaklaşık on beş dakika sonra babam karakola gitti, annem
de ortalığı süpürdü. Ben de kafam dağılsın diye fen dersi ödevimi
bitirdim ve kuzenimle oyun oynadım. Bir iki saat sonra babam geri
geldi. Polislerle konuştuğunu, onların hırsızın yakalanacağına dair
çok da ümit beslemememiz gerektiğini söylediklerini aktardı. İçimde
kalan son umut ışığı da mum alevi gibi sönüvermişti. Ama ailecek
bu olaydan çıkardığımız bir ders vardı: Artık on dakikalığına markete
bile gitsek kapıyı kilitlemeden gitmiyorduk.
Olayın üzerinden üç dört gün geçmişti. Bir eksiklik
hissediyordum, içimde büyük bir acı vardı. Biraz düşününce bu acının
neden kaynaklandığını anladım: Violet. Hırsızın en sevdiğim
oyuncağımı çaldığını öğrenince içimden büyük bir parça kopmuştu.
70