Page 128 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 128
Şiir
Mustafa ÖZÇELİK*
Manolya
Bana biraz gökyüzü getir Manolya! Yüz yıllık adresim
Tek bir kelime bile konuşmadan Beni bana bırakma
Suyun kıyısında durup Bak, daracık merdivenlerinden çıkıyorum sarayına
İşaret ver kalbime Düşebilirim sen olmasan
Derin kuyulara
Gözlerin hangi çiçekten renk almışsa Yeryüzü korkularına
Mecaz duruşuyla o dalga
Beni de içine çağırsın Ey bir yazın rüyasında
Bir kere daha açan çiçek
Konuştukça azalıyor güzelliğim Her gölge varlığının esiridir
Dalından düşen bir yaprağın kaderini yaşıyorum Aşikâr kil kendini
Aynalar kırılınca Demli bir çay, biraz melâl
Fotoğraflar da düşüyor suya Yetmiyor bu hayati anlamaya
Muğlak bir cümlenin peşine düşüp
Üşüyorum İstersen çocuk olur
Rüzgâra açık bir yanında oluyorum hayatin Defne ağaçlarını düşünürüm
Meleklerin yaprakları altında
Merhametin, o ilik rüzgâr değmese yüzüme Gizli duruşlarıyla oldukları yerde
Elbet benim de kıyametim olacak Beni kimseler bulamaz
Bedenimdeki dünya kokusu Uyurum suların serin yatağında
Kendime sapladığım bu bıçak bu ağrı İstersen yolcu olurum dağlarında
Dışımdaki kalabalık içimdeki tenhalık Kapında akşamları bürünüp sabahı beklerim
Ne çok şey buluyor beni sen olmayınca
Ey ay ışığı! Gökten bana bakan suret
Bana kehanetler üzerine sorular sorma şimdi Mürekkebi kurumadan şiirimin
Sesim ki bir gölgenin rengine bürünüp Bana bak
Sana varlığını sunuyor Yeni açılmış bir güle benzesin yüzüm
* Şair, Yazar.
126