Page 133 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 133
Anlatı
ağaçlara. Bisiklet, uçurtma, olta resimleri... De-
desiyle balık tutan; saçları uzun, pantolonu kısa,
yanakları al al, mutluluğu yüzünden okunan ço-
cuklar… Çiçekler ve ağaçlarla dolu kocaman bir
bahçede, yere serilmiş rengârenk örtüler üzerin-
de, başlarında çiçeklerden yapılmış taçlarla kah-
valtı yapan çocuklar... Ailesiyle hayvanat bahçe-
sini gezen yahut lunaparka giden; mutluluğu ve
heyecanı yüzlerinden okunan çocuklar... Ken-
disine ait odada, arkadaşlarıyla oyun oynayan
veya sırt üstü uzanıp kitap okuyan çocuklar... De-
niz kenarında kumdan kaleler yapan, ormanda
çadır kuran, kamp yapan çocuklar... Yaz, vardı;
tatili ise herkes için başkaydı. En çok bu gerçeği
fısıldardı tatil kitapları küçücük kalbimize.
Bizim köyümüzün, köyümüzdeki derenin, bos-
tanın, pınarın, kuzuların, ineklerin resmi yer al-
mazdı ne tatil kitaplarında ne başka kitaplarda.
Toz toprak içinde ayakkabılarla tarladan dönen
büyüklerimizin yüzündeki kederli tebessümün,
yorgunluktan sedir kenarında uyuyan çocukla-
ye başlardık. Öğretmenler bu kitapları tavsiye rın, süt sağan teyzelerin, kilim dokuyan annele-
eder, fiyatını ailelerimize bildirmemizi isterdi. rin resmi yer almazdı tatil kitaplarında. Yaz boyu
Birkaç gün sonra ise bazı arkadaşlarımızın ma- küçücük elleri ile ayakkabı boyayan, pazarlarda
sasından, çantasından göz kırpmaya başlardı ta- çalışan, limonata veya simit satan, Kur'an kur-
til kitapları. Ders kitabına, ansiklopedilere dahi suna giden çocukların, çocukluğumuzun resmi
masraf edilmeyen o yıllarda tatilin ne olduğunu siyah beyazdı ve yalnızca kalbimizin sayfaların-
bilmesek de tatil kitabının ne olduğunu bilirdik. daydı. Tatil kitabı, tatili olanların kitabıydı galiba.
Yalnızca öğretmenler önermezdi elbette bu ki-
Onca cazibesine, onca etkileyiciliğine rağmen
tapları. Okulların kapanmasına yakın kırtasiyele-
mevsimlik çiçekler gibiydi bu kitaplar. Üç ay
rin, kitapçıların vitrinlerine de kocaman harflerle
balkonları, bahçeleri süsleyen ardından sararıp
yazılırdı: Tatil Kitabı Gelmiştir.
kuruyan ve toprağa karışan mevsimlik çiçekler
Ders kitaplarına benzemezdi tatil kitapları; sınıf gibi. Sonbahar başlar başlamaz boynunu büken
kitaplığının köşesinde mahzun bekleyen, kapağı çiçekler gibi. Okullar kapanmadan önceki son
kaybolmuş, sayfaları bantla tamir görmüş, hat- hafta açan; rengiyle, kokusuyla bizi mest eden
ta iple hoyratça dikilmiş hikâye kitaplarına da. ve okullar açıldıktan sonraki ilk hafta yaprakları
Ebadı farklı olurdu onların; cildi, kâğıdı hatta ko- dökülen narin bir çiçek... Ders kitapları gibi cilt-
kusu da. Ağabeyden, abladan, komşu çocuğun- lenmez, etiket yapıştırılmaz; kardeşe, komşu ço-
cuğuna miras da bırakılmazdı.
dan miras kalmış, bir sene de bizim çantamızda
yıpranmış, kenarları kıvrılmış ders kitaplarının
Yaz veda eder, güz gelirdi, durgun bir sarıya bo-
yanında; kapağını açarken dahi heyecanlandı-
yayarak her şeyi. Güz gelirdi; yağmurun sesine,
ğımız, belki merak ettiğimiz belki imrendiğimiz
çiğ tanelerinin nefesine tutunarak ve kurulur-
başka bir dünya vardı o kitaplarda. Her sayfa,
du usul usul sobalar önce sofalara sonra büyük
başka bir âleme açılan kapı gibiydi; her resim
odalara. Güz gelirdi ve yeniden cıvıltıya, toza
dakikalarca kendimizi seyirden alamadığımız bir dumana boğulurdu okul bahçeleri. Güz gelirdi,
çizgi film. Bir fantastik eser, bilimkurgu kitabı, bir okul önlerine küçücük arabalarda satılan tespih
define haritası kadar gizemli gelirdi bizlere tatil taneleri gibi dizilmiş alıçlar, tane işi satılan sarı
kitaplarının dışı da içi de. Bu kitaplarda resme- ayvalar, ters çevrilmiş bir meyve kasası üzerinde
dilen insanlara, orada sunulan hayat tarzına öy- kalem gibi dizilmiş meyan kökleri de gelirdi. Güz
lesine uzaktı ki yaşadığımız dünya... Mesela köy gelirdi ve dönerdik okula üç numaraya vurulmuş
resimleri olurdu metinlerin arasında, benzemez- yahut baba makasından geçmiş saçlarla. Biz bir
di köyümüze; dede resimleri olurdu, benzemez- önceki seneden yarım kalmış bir defter ve eski
di dedelerimize. Hatta manzarayı tamamlamak bir kalemle dönerdik okula, bazı arkadaşlarımız
için öylesine resme yerleştirilmiş kuşlar, kediler, tatil kitaplarıyla dönerdi. Güz gelirdi, kapanırdı
ağaçlar bile benzemezdi bizim kuşlara, kedilere, tatil kitabının son sayfası.
131