Page 137 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 137

Öykü










































               Madam  Ju  kafasına  takmazdı  aslında  hiçbir  rü-  nun sınırlarında durmayıp Madam Ju’nun dünya-
               yayı fakat bunda başka bir hâl vardı. Görüntüler   sına taşıyor ve huzurunu ama en önemlisi, dostlu-
               net olmasa da hissettirdikleri sahiciydi. Kadının,   ğunu bozuyordu. Çözmek istedi rüyayı. O güne
               sahip olduğu tek dostunun orada bulunması, ger-  kadar  gördüğü  her  şeyi  yazmaya  karar  verdi.
               çekleşme ihtimalini korkutucu kılıyordu. Arkada-  Dostu, Arnavut kaldırımı, biten gün, taş köprü…
               şı, onun biricik yakınıydı şu koca yeryüzünde. Mil-  Aklına gelenler bunlardı fakat daha çok şey olma-
               yarlarca insanın varlığı kuzey ışıkları kadar uzaktı.   lıydı; ne de olsa birkaç senedir görüyordu rüyayı.
               Bir kitap çekti raftan kadın ve her şeyi unutmak   Zorladıkça hatırladı ya da çok zorladığı için hafı-
               için okumaya başladı.                        zası oraya ait olmayan görüntüler verdi Madam
                                                            Ju’ya. Yeşil şişelerle dolu bir kasa, nereden geldi-
               Birkaç  gün  sonra  rüyayı  yeniden  gördü  Madam   ği bilinmeyen bu görüntülerdendi. Onu da yazdı
               Ju. Bu kadar erken göreceğini tahmin etmediğin-  listeye.
               den korkuları körüklendi. Elinden gelse dostuna
               “Bu yoldan gitmeyelim,” deyip tuhaf döngüyü kır-  Huzursuzluğunu  da  yazmalıydı  fakat  buna  ce-
               mak isterdi ama çaresiz bir itaatle yine yürümeye   sareti  yoktu.  Dostuyla  buluştukça  rüyası  dilinin
               başladılar sokakta. Yine aynı sokaktaydılar. Göre   ucuna kadar geliyor, bir an düşünüyor, sonra iyi
               göre ve bu sokaktan geçe geçe onu tanımadığı-  bir fikir olmadığına karar verip vazgeçiyordu an-
               nı  söyleyemezdi  artık  Madam  Ju.  Adımlar  aynı,   latmaktan. Hiçbir şey belli değildi zaten, neden
               ayakkabılar ve Arnavut kaldırımı aynıydı. Bu sefer   gördüğünü  bile  anlamıyordu.  Böyle  avutsa  da
               hemen uyanmamış, yolun sonunda bulunduğunu   kendini arkadaşıyla konuşurken gizli bir buzlan-
               o ana kadar bilmediği bir taş köprüye varmışlar-  manın etraflarını kuşattığını hissediyor, yok yere
               dı. Köprünün varlığı yeniydi. Onu incelemeye ko-  birbirlerinden  uzaklaştıklarına  inanıyordu.  “Bir
               yulmuşken gerçek dünya çekip aldı Madam Ju’yu   rüya sadece… Sadece bir rüya,” diye diye yürüdü
               köprüden.                                    Madam Ju.

               Berbat bir gün geçirdi. Ne uyuyordu ne de uya-  Derken  o  gece  bir  kez  daha  gördü  rüyayı.  İçin-
               nıktı.  İnsanlarla  konuşmak  zorunda  kalmamak   den bir ses bunun son olduğunu söylüyordu fa-
               için gözlerini yere ya da gökyüzüne çeviriyordu.   kat  mutlu  olacağına,  endişesi  daha  da  artmıştı.
               Başka türlü bir şeye dönüşmüştü mesele. Uyku-  Sokakta  yürüyorlardı,  sağda  yeşil  şişelerle  dolu


                                                                                                     135
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142