Page 50 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 50
oluşan kitabın her alt başlığı, Öyle anlaşılıyor ki, o dönem
“ev” metaforuyla ilişkilen- Türk aydınında, kendini Batı
dirilerek oluşturulmuştur: medeniyetinin gerisinde
Birinci bölüm ”Evden Kaçan görme eğilimlerinden dolayı
Çocuk”; ikinci bölüm “Eve milli değerlerine karşı da bir
Dönen Adam”; üçüncü bö- kayıtsızlık hâkimdir. Yahya
lüm “Evdekiler”; dördüncü Kemal’in ise medeniyet an-
bölüm “Evde Yangın”; be- layışı daha farklıdır. O, hem
şinci bölüm “Evin Çocukları” Batı medeniyetine dâhil ol-
ve son olarak altıncı bölüm mak hem de hüviyetimizi
“Evin Tarihi” olarak adlandı- korumak taraftarıdır. Bunun
rılmış. da ancak, Paris’i kastederek,
“mektepten memlekete”
Elbette kitabın merkezinde-
dönmekle mümkün olabile-
ki kişi Yahya Kemal’dir. Bu- ceği fikrindedir.
rada Ayvazoğlu’nun Tevfik
Fikret’in oğluna da gönder- Ayvazoğlu’na göre Yahya
mede bulunduğu “Yahya Kemal, her ne kadar dokuz
Kemal de evden kaçan bir yıllık Paris macerasından şu-
Haluk’tu.”( s.96) sözlerine urlu olarak “ev”ine dönmüş
dikkati çekmek isterim. Zira Ayvazoğlu, Yahya Ke- olsa da “evinde” vatandaşlarının arasına karışa-
mal’in daha 19 yaşında, bir “Jön Türk” olarak Pa- madığı için kendini yalnız hissetmektedir. Zira
ris’e kaçışına, kişisel olmaktan çok o dönem Türk Yahya Kemal’in, tarihe ve medeniyete bakışı gibi
aydınının bir çıkış yolu arayışını ve bunalımlarını dine bakışı da “evdekiler”le uyuşmaz. O, ezana
ortaya seren siyasi anlamlar yükler kitabında: bile milli anlamlar yükleyen, estet bir bakışa sa-
hip, “Itri’nin tekbirinde, Sinan’ın Süleymaniye’sin-
“Türk aydını, Batı’yla tanıştıktan sonra, hep kendi de yahut bir Yesari hattında” da İslami değerleri
muhitiyle ve muhitindeki yaşama biçimiyle, gizli
gören biridir. Ona göre bu, Osmanlı’ya has bir
ve ye açık bir mücadele halinde olmuş…” (s.21)
Müslümanlığı algılayıştır. O yüzden Ayvazoğ-
lu’na göre Yahya Kemal, savunduğu milli hayata
Yazarın bu teşhisi tartışılabilir elbette. Ama o dö-
da sadece zihni olarak katılabilmiştir. Şiirlerinde
nem genç Türk aydınlarının çoğunun hayallerini,
de sözünü ettiği, sezişlerle geçmişten geleceğe
medeniyetin beşiği kabul edilen Paris’in süsledi-
köprü kurabilen “rindane” bir Müslüman tipidir
ği de bir gerçektir. Onlara göre Paris, hürriyetin
o. Üstelik edebiyata bakışı da “evdekiler”in pek
ve şiirin vatanıdır. Ayvazoğlu’nun da altını çizdiği
çoğundan farklıdır. O, eski Yunan edebiyatındaki
üzere; Yahya Kemal, diğer Jön Türkler ile aynı fi-
yalınlıktan etkilenerek, edebiyatımızda bir “beyaz
kirleri ve hayalleri paylaşarak Paris’e kaçmasına,
lisan” ya da “beyaz üslup” oluşturulması, bunun
“Evden Kaçmasına” karşın, yine Paris’te kaldığı
için de edebiyatımızın yönünü İran’dan antik Yu-
süre içindeki gözlemleri sonucunda, Jön Türk ha-
nan’a çevirmesi gerektiğini savunurken, yanında
reketinin yarattığı hayal kırıklığı ile belki düşünce-
Yakup Kadri’nin dışında kimseyi bulamaz. Savun-
leri tamamen değişmiş olarak “Ev”e dönmüştür.
duğu “Nev-Yunanilik” fikri yanlış anlaşılarak çok
“İstanbul’dan bize ait her şeye nefret hisleriyle eleştirilmiş, hatta Ömer Seyfettin’in ilk defa Tanin
dolu olarak kaçan çocuk, tarih ortasında ve coğ- gazetesinde neşredilen (30 Mayıs 1914) “Boyko-
rafyada Türklüğü aramak üzere, genç bir adam taj Düşmanı” isimli hikâyesinde bu fikriyle alay
olarak döner.”(s.24) dahi edilmiştir.
Kitabın ikinci bölümünde, Paris’teki dokuz yıllık Zaman içinde Nev-Yunanilik fikri destek bulama-
macerasından sonra İstanbul’a dönen Yahya Ke- dığı için yitip gitmiş olsa da Yahya Kemal, dilde
mal’in o dönem Türk aydınından farkı, daha ayrın- sadelik anlayışını savunduğu “beyaz lisan” fikrinin
tılı olarak verilir: arkasında sonuna kadar durmuş ve şiirlerini bu
anlayışın güçlü rüzgârıyla yazmıştır. Yine de Ayva-
“Bu devreden sonra Yahya Kemal, Osmanlı tarihi- zoğlu, Yahya Kemal’deki bu “beyaz lisan” fikrinin
nin ve kültürünün asıl kaynaklarına yönelerek fark- sadece Nev-Yunaniliğin uzantısı olamayacağını
lı sentezler aramaya koyulur. Devrin müzmin Batı- düşünür. Zira ona göre Yahya Kemal, Mallarme-
cılarına katılmadığı gibi, Batı’dan da vazgeçmez. leri, Heradiaları, Bakileri, Nedimleri bir potanın
Fakat denebilir ki Yahya Kemal, o devirde ruh esa- içinde eritmeyi başarabilmiş, Osmanlı terkibine
retine düşmeyen belki de tek Türk aydınıdır.”(s.32) önem vermiş bir şairdir.
48