Page 8 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 8
kıytırık bene feda edersin. Ben bu iki şehri almak
için aylarca savaştım, can aldım, can verdim, kan
döktüm! Söyle bakalım eceline mi susadın?”
Şair Hâfız yutkundu. Makul bir cevap veremediği
takdirde kellesinin gideceğini iyi biliyordu. Bir-
den kendini toparlayıp hükümdarın gözlerine ba-
karak; “Hünkârım! Evvela bu bir şiirdir. Fakat şiir
de olsa sizin gibi cömert ve büyük bir hükümda-
rın şairi de sizin gibi cömert olmalıdır. Gerekirse
aşk için, sevgilinin yanağındaki bir bene Semer-
kand ve Buhara şehirlerini feda etmeyi bilmelidir”
deyince, hükümdarın yüzü yumuşadı. “Aferin şair!
Pek kurnaz ve söz ustasısın!” deyip bir kese altınla
Şair Hâfız’ı uğurladı. Fakat Hâfız’ın içi rahat değil-
di artık. Hükümdar her an kararını değiştirebilir,
kellesini alabilirdi. Arkadaşlarının da tavsiyesiy-
le tedbiri elden bırakmamak adına hükümdarın
öfkesi geçene kadar kimselere haber vermeden
başka bir diyara gitti.
Sevgilisi onu her zaman buluştukları derenin ke-
narında günlerce, aylarca bekledi ama Şair Hâ-
fız’dan hiçbir haber alamadı. Kız, hasretten iki
gözü iki çeşme ağlamasının yanı sıra babası tara-
fından dövülüp evden atıldı. Zira Şair Hâfız’ın şii-
rinde geçen kızın kim olduğu artık tüm şehir tara-
fından bilinir olmuştu. Kızcağız günlerce, geceler-
ce aç-susuz kaldı, insanlar tarafından dışlandı ve
o derenin kenarında yatıp kalkmaya başladı. Yıllar
sonra bir sabah uyandığında karşısında sevgilisi
da simsiyah bir ben vardı. Fakat bir süre sonra
Hâfız’ı görünce hüngür hüngür ağlamaya başladı.
yüzündeki mutluluk silinince Şair Hâfız, şaşırdı.
Bir yandan ağlıyor, diğer yandan da sevgilisi Şair
“Sana yazdığım bu şiiri yoksa beğenmedin mi?”
Hâfız’a veryansın ediyordu.
diye sorunca; “Beğendim sevgilim. Beğenmem
mi hiç! Fakat bunu sadece ben bileyim, başkaları “Ey vefasız sevgilim! Bir anda ortadan kayboldun.
duymasın.” dedi! Senden sonra başıma gelmeyen kalmadı. Adım
çıktı, kovuldum, aç kaldım, üşüdüm peki ben bun-
Şair de bunun sözünü verdi. Fakat kızın yanından ları çekerken sen iki satır da olsa bir mektup yazıp
ayrılıp arkadaşlarının yanına gidince şiir mecli-
bana gönderemez miydin?” diye sorunca,
sinin kurulduğunu gördü. Şairler yeni yazdıkları
şiirlerini okuyup eğlenmekteydiler. Sıra Hâfız’a Şair Hâfız, saçlarına ak düşmüş, bir deri bir kemik
gelince kendini tutamayıp sevgilisine yazdığı şiiri kalmış sevgilisinin zayıf yüzünü ellerinin arasına
okudu. Şiir o kadar beğenildi ki üç-beş gün içinde alıp;
tüm şehire yayıldı. Ve nihayet ülkenin hükümdarı
şiiri duyunca öfkeden çıldırdı ve derhal şiiri yazan “Ey yanağındaki bir bene şehirler feda ettiğim
kişinin yakalanıp huzuruna getirilmesini emretti. sevgili! Aylardır göremediğim yüzünü mektup ya-
Muhafızlar çok kısa bir zaman sonra Şair Hâfız’ı zıp da postacıya mı gösterseydim? Kıskandım!”
yakalayıp Hükümdar’ın huzuruna çıkardıktan deyince kızın yüzü bunca yıllık acıya rağmen ye-
sonra Hükümdar, şairi tepeden tırnağa süzdükten niden gülümsedi ve oracığa yığılıp öldü.
sonra bağırarak;
O günden sonra bu şehirde kimse aşkını dillen-
“Behey akılsız! Behey gafil şair! Sen kimsin ki, dirmedi. Âşıklar yandılar ama tütmediler. O dere-
benim canımdan çok sevdiğim şehirlerimi; Se- nin kenarında açan kırmızı çiçeklerin adını dilhun
merkand’ımı, Buhara’mı sevgilinin yanağındaki koydular.
6