Page 139 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 139
İNCELEME
bulunmaktadır. Akif, aileden aldığı İslam bilimleri
eğitimiyle bir yönünü, veterinerlik eğitimiyle diğer
bir yönünü doldurur. Yine Sezai Karakoç’un diliy-
le söylemek gerekirse, “Âkif, okulda seçtiği branş
çerçevesinde, tabiata, realist bakışa, gerçeği oldu-
ğu gibi görme, olanı olduğu gibi gözlemeye alıştı.
Ve hayat ve sanatı boyunca bunu uyguladı. ” Akif,
3
bu bakış açısıyla zamanın bütün yönleriyle toplumu
okur, fotoğraflar, çözümler üretir, çalışır, çabalar…
Onun şiirini bir hikâye gibi görmek, okuyup geç-
mek en kolay yanıdır. İlk okunduğunda hemen kav-
ranmış intibaı uyanır okuyucuda. Fakat tarihi bakış
açısıyla yaklaştığınızda şiir kendini çok daha derin,
gürül gürül akan bir ırmak olarak gösterir. Yine
Karakoç’un tespitiyle, “Yani, Âkif’in şiirini şöyle
tablolaştırabiliriz: Şehri, insanı, sokağı, kahvesi,
bütün sefaletiyle bir toplumun, şark ülkelerinin acı
manzaraları ve bunu bir taraftan delip öbür tara-
fına geçen ve bir projektör aydınlığında gösteren
bir gün ışığı, yani İslâm. Yani İslâm, tek bir ferde
hitap eden mücerret yanıyla değil, tarihin belli bir
döneminde en trajik şartları yaşayanMüslüman bir
milletin haline tespit için Âkif’in şiirine giriyor; da onun için ve İslam ümmeti için ümit hep var-
aynı şekilde, toplum ve hayat biyolojik ve sosyo- dır. Bunu, şu dizelerle şiirin ilerleyen bölümlerinde
lojik bir gerçek olarak, genellikle, insanın tabiat ve âdeta bir mühür gibi tesciller.
ötesi karşısındaki durumuyla değil, aynı dönemdeki Ye’se hiç düşmiyecek zerrece îmânıolan;
tarihi ve aktüel şartlarıyla aynı şiire konu oluyor. ” Sâde siz derdi bulun, sonra kolaydır derman. 5
4
Süleymaniye’den Görülen Ahval Şiirin yazıldığı döneme biraz daha yakından baka-
cak olursak, yakın zamanda 93 Harbi’nin başlat-
Safahat’ın ikinci kitabını oluşturan Süleymaniye tığı toprak kayıpları; Sırbistan, Bosna, Romanya,
Kürsüsü’nde şiiri de Akif’in bir tablo içinde döne-
min pek çok sorununu gördüğü, değindiği, çözüm Bulgaristan, Kıbrıs, Tunus ve Mısır’ın elden çıkışı
aradığı şiiri olarak görülmektedir. Yazıldığı dö- sonrası ya emperyalist devletlere bağlanmaları ya
nem itibariyle oldukça sorunlu, varlık ve yokluk da bağımsızlık ilan etmeleri; modernleşme çabala-
nispetinde kesin ayrımlara gelindiği hissedilen bir rı, artan ve ödenemeyen borçlar sebebiyle devletin
dönemdir. Yine de şair, daha şiirin başında ye’se düştüğü zor durum, İkinci Meşrutiyetin ilanı, II.
(ümitsizliğe) düşülmemesini salık verir. İleride de Abdülhamit’in tahtan indirilmesi ve yaklaşan Bal-
defaatle bu durumu dile getirir. Akif’in İslam inan- kan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşının getirdiği
cı, onun Allah’tan ümit kesmesine izin vermez. gerilim herkes gibi Akif’i de derinden etkilemek-
Bu sebeple de daha ileride kaleme alacağı İstiklal tedir. Bütün bunlara ek olarak çözüm önerisinde
Marşı’na Korkma! nidasıyla başlar. Süleymaniye bulunan “Aydınlar” da halktan kopuk, uygulanma
Kürsüsü’nde şiirine de yine kendisinin köprüden imkânı olmayan şeyler ileri sürerler. Farklı eserle-
defalarca geçmesine rağmen ümitsizliğe düşmedi- rinde Akif, bunlara da değinir ve yerer. Turancılık,
ğini bildirerek başlar. Şartlar ne kadar değişmiş olsa Türkçülük gibi önerilerin yanı sıra Akif’i en çok
3 MehmedÂkif, Sezai Karakoç, S:13, Diriliş Yayınları, 1979.
4 MehmedÂkif, Sezai Karakoç, S:35, Diriliş Yayınları, 1979.
5 Safahat, Mehmed Akif Ersoy, S: 358, Zaman Yayınları, 2007
2022/2 137