Page 15 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 15
olan da hikâyeleridir. Güçlü kalemi, akıcı üslubu ve pektifi içinde mütalâa edilecek alelâde bir toprak yığını,
psikolojik derinliğiyle hikâyeler okuyucuya çok şey ruhsuz ve şapşal bir tabiat parçası değildir. Zekâyı mad-
katmaktadır… deden kaidesi üstüne kaskatı bir idrak cihazı gibi oturtan
materyalist görüşü parçalayarak bu maddenin dibini ve
TİYATRO ESERLERİ ruhunu eşeleyen Necip Fazıl, silâhın silâha değil kendi
muhtevasını seferber etmiş bir kahraman ruhunun bütün
Türk edebiyatında şairliğiyle öne çıkan Necip Fazıl, bir kavga endüstrisine karşı çıkarak onu nasıl mağlûp
şiiri büyüklüğünde oyunlar yazmış bir sanatçıdır. Ya- ve kepaze ettiğini göstermek suretiyle ruhun topa tüfeğe,
şantısını ve ruh burkuntularını şiire yansıttığı kadar, gizlinin açığa, sırrın bedâhete, namerinin meriye, kav-
tiyatro eserlerine de yansıtan Necip Fazıl’ın eserle- ranmıyan yakalanmayan mahiyetin, tutulan ve dar bir
rinde müthiş bir fikrî ağırlık hissedilir. Necip Fazıl, idrakte zincire vurulan sathî realiteye galebesini ilân, tel-
özellikle bohemlikten hidayete erip İslami düşünceyi kin ve ispat etmiş oluyor. Bu yepyeni idealist görüşle Ana-
benimsedikten sonra yazmaya başladığı tiyatro eser- dolu bir seyyah fotoğrafçının filme çektiği standardize bir
leriyle fikirlerini canlı tutmak istemiş, tıpkı şiir poeti- dere, tepe, yayla, toprak manzarası değildir. Basit ve ge-
kasında olduğu gibi mutlak hakikatin arama, insanın çici gözün gördüğü Anadolu’nun altında bir de görünme-
varoluş problemi, madde karşısındaki insanın acizli- yen, hakikî Anadolu vardır” diyerek övgüyle bahseder.
ği, tanrı arayışı ve ölüm temaları üzerinde durmuştur. “Tohum”, aslında “Bir Adam Yaratmak” oyununun ha-
Özellikle “Bir Adam Yaratmak” piyesi bu düşünce- bercisidir. Zira Necip Fazıl, bu oyununda bir mücade-
lerle beslenmiştir. Necip Fazıl’ın tiyatroları, edebiya- le üzerinden madde ve manayı, fizik ve metafiziği, ruh
tımıza ve tiyatro tarihimize pek çok şeyler kazandır- ve beden çatışmasını anlattığı bu eserinde, gerçekte o
mıştır, Shakespeare derinliğinde oyunlar yazmıştır…
sırada yaşadığı entelektüel kriz dediğimiz buhranla-
rını dile getirmiştir. Oyun kahramanı Ferhad Bey’in
Tohum
konuşmalarında aklın saplanıp kaldığı noktası çok gü-
Necip Fazıl’ın 1935 yılında kaleme aldığı Tohum, zel irdelenir. Her şeyin akılla çözülemeyeceği nokta-
onun ilk tiyatro eseridir. Otuz yaşlarında olan Necip sında duran Necip Fazıl, Ferhat Bey’in dilinden şöyle
Fazıl, bu eseri yazdığı sırada Abdulhakim efendiyle der: “Biz çoktan beri kaybettik aklımızı. Onu çoktan
henüz yeni tanışmıştır. Ruhunda fırtınalar kopan, beri rüzgâra savurduk (Ayağının ucundaki iskemleyi
gelgitler yaşayan Necip Fazıl, sinema ve tiyatro yönet- çizmesinin ucuyla çeker, üstüne basar) Bir avuç Ma-
meni Muhsin Ertuğrul’un teşvikiyle tiyatro yazmaya raş'lı memleketinizi yabancıya teslim etmemeye karar
yönelir ve Tohum ile başlayan oyun yazma serüveni verdiğiniz zaman, yaptığınız hareket bundan daha mı
Bir Adam Yaratmak ve diğer oyunlarıyla devam eder. akla yakındı? Hiç kendinizi düşmanınızla karşı kar-
Tohum, Necip Fazıl’ın ilk oyunu olması dolayısıyla şıya koydunuz mu? Kaç kişisiniz, kaçınızın eli ayağı
bir takım problemleri içinde barındırmakla birlikte tutar, kaç kurşununuz ve kaç bıçağınız var? Karşınız-
diğer eserlerinde olduğu gibi ruh ve fikir dünyasında- daki kimdir? Top, mitralyöz, tank nedir? (Sesi yükse-
ki sıkıntıları sorguladığı bir eserdir. Maraş’ın işgalden lir) Siz hâlâ dedelerinizden kalma baltalarla kılıçları
kurtuluşunu konu edinen oyunda emperyalizm ile başucunuza asa durun! Sizin gibi insanların binini,
mücadelenin yanında bir milletin ruh mücadelesini milyonunu fare öldürür gibi ilâçla, dumanla öldü-
de katarak aktarır. Peyami Safa, Tohum oyunu üze- rüyorlar, farkında mısınız? (Sesi alçalır) Onlara, biz
rine yazdığı bir yazıda; “Necip Fazıl'ın «Tohum» adlı Allah'a inanmış insanlarız, ölüm korktuğumuz şey
harikasını gördükten sonra eserin felsefesi ve temsili hak- değildir, dediniz. İşte söyleyebileceğiniz biricik söz
kındaki fikirlerimi Tan gazetesinde yazmıştım. İçinde buydu.” Birinci Ağa, “Evet ama akıl dedikleri…” diye
bir kâinat vizyonunun bütün unsurlarını taşıyan büyük devam etmek ister, Ferhad Bey, sözünü keserek; “Size
kategoride piyesler, her sınıf düşünceyi ayrı ayrı mih- bunları aklınız mı yaptırdı. Sizin akıl diye bellediği-
raklarda harekete getirmek kabiliyetinde oldukları için niz şey parmak hesabı gibi birkaç sayıdan başka ne
Tohum’u bir başka tarafından anlamaya çalışmak isti- bilir? Gözüne gösterilen, ayağına getirilen şeyleri öl-
yorum” diye yazar ve ardından; “Necib'in eserinde Millî çüp biçmekten başka neye yarar? Akıl ne kendi başına
Mücadele sadece mazlum bir milletin emperyalizme bir şey görebilir, ne de kendi başına bir iş başarabilir.
karşı ayaklanması ve Anadolu, sadece bir istihsal pers- Onlar akıllarıyla top yaptılar. Biz yapamadık. Şimdi,
2022/2 13