Page 49 - Başak dergisi 3. sayı_Neat
P. 49

-Bilmeyenler için Şebiarus Mevlana’nın ölüm günüdür.Ama Mevlana bu günde Alla-
                    ha kavuşacağı için bu günün adını ölüm günü değil düğün günü anlamına gelen Şebi-
                    arus koymuştur.      Mevlana’yı  ve  adını  çok  duymuşsunuzdur  Aranızda  Mevlana
                    adını duymayan yoktur.Ama çoğunuz Mevlana’yı bilmez. Muhammed Celalettin Rumi
                    yani kısaca Mevlana 13.yüzyılda yaşamış Müslüman bir şairdir. Mesnevi adlı şiir kita-
                    bını yazmıştır.Şiirleri dünya çapında onlarca dile bir çok kez çevrilmiştir. Kıtaları açan
                    etkisi sayesinde günümüzde ABD’de en çok tanınan ve satan şair haline geldi. Mevlana
                    Mesnevi kitabında demiş ki “Gel gel ne olursan ol gel.”.Yani Mevlana insanların hatası-
                    nı affetmiş.Affetmek çok önemlidir.Çünkü affetmek mutluluk getirir.Hiç kimseyi hiçbir
                    zaman hatasından dolayı affetmesen ne dostun kalır ne mutluluğun.Bu dünyada hatasız
                    insan yoktur.Her insanın mutlaka bir hatası vardır.O yüzden insanları affetmeliyiz.Af-
                    fetmeliyiz ki diğer insanlarda bizi affetsin. Konferans bitmiş. İki kardeş biraz türbeyi
                    inceledikten sonra bir otobüse binip otele gitmişler. Otelden eşyalarını toplayıp çıkmış-
                    lar. Çünkü o gün Konya’da ki son günleri imiş.Son olarak kitabı bir daha okumuşlar.
                    Kitapta:
                    - Yedidir tepesi,güzeldir gezmesi,dünyanın gözdesi Türkiye’nin incisi.
                           Düşünüp bu şehrin İstanbul olduğuna karar vermişler. Çünkü İstanbul Yedi Tepe
                    lakabı ile tanınıyormuş.Ve İstanbul dünyanın gözdesi ,Türkiye’nin incisi imiş.Bir tak-
                    siye binip İstanbul’a doğru yola çıkmışlar. Yolda düşünüyorlarmış. Konya’da da Sonu
                    Olmayan Merdiven’i bulamamışlar ama affetmeyi öğrenmişler. Bu onlar için çok iyi bir
                    şeymiş. 7 saatlik bir yolculuktan sonra İstanbul’a varmışlar İstanbul’da bir tanıdıklarında
                    kalacaklarmış. Tanıdıklarının evini daha önce gittikleri için bulmaları zor olmamış .Bu
                    gün dinlenecek yarın İstanbul’u gezip Sonu Olmayan Merdiven’i bulmaya çalışacaklar-
                    mış. Tanıdıklarının kızı ile konuşurken birden konu Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u
                    fethetmesine gelmiş.Tanıdıkları olaya müdahale etmiş.Onlara Fatih Sultan Mehmet’in
                    İstanbul’u fethetmesini anlatmış:
                    -İstanbul’u fethetmek için herkes çok uğraşmış.Çok kan dökülmüş.İstanbul’u fethetmek
                    çok zormuş.Fatih Sultan Mehmet’te ilk savaşta İstanbul’u fethedememiş.Sonra çalışıp
                    mücadele ederek fethetmiş.Mücadele etmeyip ilk sefer fethedemediği için pes etseydi İs-
                    tanbul’u hiçbir zaman fethedemeyecekti.Belki gelecek nesiller fethedebilirdi ama onun
                    adı başaramadı diye anılacaktı.O yüzden o mücadele etmiş. O zamanlarda İstanbul’da
                    Romalılar yaşıyormuş. Romalılar Boğazı pek iyi donatmışlar.Silahları çok iyiymiş.Hiç
                    bir devlet veya ülke bırak savaşmayı İstanbul’un içine giremiyormuş.Osmanlının silah-
                    ları onlar kilerle baş edemiyormuş. Boğazı iyi donatmışlar ama karada aynı şey geçerli
                    değilmiş. Fatih Sultan Mehmet düşünüp gemileri karadan geçirmeye karar vermiş.Kı-
                    zaklarla akşam vakti gemileri karadan suya indirmiş.Gemiyi geçirmeleri bir akşam sür-
                    müş.Artık İstanbul’un içindelermiş.Bu bile büyük bir başarıymış.Hazırlıksız yakalanan
                    Romalılar yakayı ele vermiş.Yani savaşı kazanamamışlar.Ve böylece Fatih Sultan Meh-
                    met İstanbul’u fethetmiş. Hatta daha önceki İstanbul’u fethetme savaşlarından birine
                    Eyüp Sultan’da katılmış.Ama katıldığı savaşta şehit düşmüş. İki kardeş İstanbul’un fet-
                    hinin bir kez daha çok zor gerçekleştiğini anlamışlar. Bu durum tanıdıklarının kızı içinde
                    geçerliymiş. Konuşurken vakit gece oluvermiş. Uyumayı geçe bırakmamışlar. Çünkü
                    erken kalkan yol alırmış. Sabah erken uyanmışlar. Çünkü İstanbul’u daha iyi tanımak
                    için erken kalkıp erken tanımaya başlamalılarmış. İyicene kahvaltılarını yaptıktan sonra
                    İstanbul’u tanıyabilmek için evden çıkmışlar. Tanıdıkları ve kızı onlara rehberlik










    48
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54