Page 52 - Başak dergisi 3. sayı_Neat
P. 52

VEFASIZ TİMSAH TERİ                          ZEYNEP BEBEK



 Sinnur İslamoğlu                                                              Bengisu Dalkılıç
    Ormanın derinliklerinde bir göl varmış.Bu gölde timsahlar yaşarmış.Timsahların
 bir türlü çözemedikleri bir sorunları varmış.Timsahlar ne yapsalar da ağızlarını temizle-     Merhaba ben Zeynep. Bengisu’nun oyuncak bebeğiyim. Size ilk önce ken-
 yemiyorlarmış.    dimi anlatayım. Sarı saçlı, gri gözlü, güzeller güzeli bir bebeğim. Ellerim ve ayak-
    Günlerden bir gün bir araya gelip bir toplantı yapmışlar.Bu toplantıda ağızlarını   larım sert, geriye kalan bütün vücudum yumuşak ve pamuk dolu.
 temizleme konusunu konuşmuşlar.Hepsi ortaya fikirler atmış.Bir timsah demiş ki:     Fabrikada üretilip sonrasında dağıtıma çıktığımda daha hiçbir şeyin ne ol-
 -Ağız temizliğimizi başka bir hayvana yaptırabiliriz.Mesela kuşlar.Onlar bizim ağzımızı   duğunu bilmiyordum. Benim gibi bir sürü bebek ve adını bile bilmediğim yüzler-
 temizler, hem de karınlarını doyururlar.  ce oyuncak vardı. Arabada sallana sallana sonunda bir binaya geldik. Rafta yerimi
    İlk başta bu fikir hepsine garip gelmiş.Ama sonunda bu çözümü kabul etmişler.  aldığımda çok garip hissediyordum. Bundan sonra ne olacaktı?
 Birisi gidip kuşlarla konuşmuş.Kuşlar da ilk başta timsahların kendilerini yiyebileceğini      Günler geçiyor, hava kararıyor ve güneş yeniden doğuyordu. İnsanlar ge-
 düşünmüşler ama onlarla konuşmaya ge4len timsahın ısrarı üzerine kabul etmişler.  lip geçiyor, yeni yeni oyuncaklar geliyordu yanımıza. Hala ne olup bittiğini an-
    Zaman akıp gidiyormuş.Kuşlar timsahların dişlerinin arasına sıkışan böcekleri yi-  lamıyordum. Yaklaşık 1 hafta geçtikten sonra hala en başta olduğum yerdeydim.
 yip karınlarını doyuruyor, timsahların ağzı da temiz oluyormuş.Yine bir kuş Timsah Te-  Yavaş yavaş aslında insanların mantığını çözüyordum. Burası bir oyuncak satış
 ri’nin ağzına temizlemek için girmiş.O an Timsah Teri çok açmış.Açlıktan gözü dönmüş   merkeziydi. Genellikle anne babalar çocuklarına oyuncak alıyordu. Ama oyun-
 ve ağzındaki kuşu yemiş.Diğer kuşlar Timsah Teri’nin arkadaşlarını yediğini görünce çok   caktan farklı şeyler de vardı burada. Boya ve kitapları da yetişkinler alıyordu. Bir
 kızmışlar.Ve o an timsahların ağ,zını temizleyen temizlemeyi bırakıp ağaçlara konmuşlar.  gün yanımdaki arkadaşımla konuşurken (sessizce konuşuyor, kimsenin duymaya-
 Ondan sonra timsahların ağızlarını temizlemeyi bırakmışlar.Bir iki gün içerisinde bir daha   cağı biçimde) yanımıza birdenbire bir çocuk geldi ve arkadaşımı eliyle işaret etti.
 gelmemek üzere oradan göç etmişler.  Galiba onu satın alacaktı. Hem üzüldüm hem korktum hem de sevindim. Çünkü
    Göldeki timsahlar Timsah Teri’yi gölden kovmuşlar.Timsah Ter çok pişmanmış   o giderse ben burada tek kalacaktım ve geceleri karanlıktan korkuyordum. Ama
 ama  ne  fayda.İş  işten  geçmişmiş.Timsahların  ağızlarını  temizleyen  kuşlar  timsahların   arkadaşımın artık bir evi olacaktı onun için mutluydum. Yine de çocuğa yalvarı-
 Timsah Teri’yi gölden kovduklarını duymuşlar.Haberi duyduklarında diğer timsahların   yordum onu almaması için. Fakat ailesi de yanına gelince artık anlamıştım. Arka-
 bir suçu olmadığını anlamışlar.Ve göle geri dönmüşler.Yine eskisi gibi kuşlar timsahların   daşım artık buradan gidiyordu. Artık yalnızdım. Arkadaşım gittikten 2 gün sonra
 ağzını temizleyip karnını doyuruyor, timsahların da ağzı temiz oluyormuş.  benim yanıma bir çocuk geldi bu seferde. Bir nebze mutlu oldum. Ama korku-
                   yordum da çünkü gideceğim yer nasıl bir yer bilmiyordum. Beni eline aldığında
                   çok heyecanlıydım. Kalbim güm güm atıyordu. Yavaş adımlarla beni kasaya ge-
                   tirdiler. Ücretimi ödedikten sonra o kadar sevindim ki anlatamam. Artık benimde
                   bir ailem vardı. Gerçekten çoksevinçliydim. Kısa süren bir araba yolculuğundan
                   sonra bir binanın önünde durduk. Eve geldik ve çocuk beni hemen paketimden çı-
                   kardı. Dikkatlice eline aldı ve annesine gösterdi. Çocukta en az benim kadar mut-
                   luydu. Evde sevinç çığlıkları atıyordu. Günlerce haftalarca hatta aylarca benimle
                   oyun oynadı. Yemek yedirdi kıyafetlerimi değiştirdi. Günler böyle mutlu giderken
                   Bengisu artık büyüyordu ve benimle az oynamaya başlamıştı. Sebebini tam olarak
                   bilmiyordum ama en azında tahmin edebiliyordum. Büyüdü ve artık oyun oyna-
                   maktan sıkıldı galiba. Sadece ben değil hiçbir oyuncağıyla oynamıyordu. Yaklaşık
                   1 ay boyunca bize dokunmadı bile. Hepimiz olduğumuz yere çakılmıştık sanki
                   zaten kendi kendimize hareket edemiyorduk. Ben çok sıkılmıştım artık tahmin
                   ediyorum ki bütün oyuncaklar sıkılmıştı. Sıradan sandığım ama aslında sıradan
                   olmayan bir güne uyandım. Günler sonra artık dolabın kapağı açılmıştı. Yakla-
                   şık 1 aydır karanlıkta olduğum için aydınlık görünce bir anda gözüm kamaştı.
                   Vee karşımda bir çocuk gördüm bu benim sahibim değildi. Başka biriydi bu ço-
                   cuk. Beni eline aldı ilk önce sonra kıyafetlerimi ve arkadaşlarımı aldı eline. Çok
                   mutluyum, galiba benimle oyun oynayacaktı. Mutfak malzemelerini yerleştirdi ve
                   tahmin ettiğim gibi bizimle oyun oynayacaktı.











                                                                                                                 51
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57