Page 38 - 1376
P. 38

Bilinçaltı,  saldırganlık,  yıkıcılık  gibi  güdülerin  kaynağıdır.  Bilinçaltındaki
                        duygular  çizimlerde  çok  açık  olmasa  dahi  yansıtılır.  Resim  yoluyla  bastırılan  bu

                        duygular  sanat  yolu  ile  tedavinin  ardında  yatan  temeli  oluşturur.  Çocuk  resimleri
                        günümüzde birçok  çocuğun  psikolojik  tanımlamada  çocukların  iç  dünyalarını

                        anlayabilmek için kullanılmaktadır (Yavuzer, 2016) .

                        1.4.3. Sanatsal Yaklaşım:
                               Sanatsal  yaklaşım  çocuk  resimlerini  estetik  boyutlarda  değerlendirir.  Bu

                        yaklaşımda  çocukların  duyguları  simgeler  yoluyla  yansıtılır  ve  simgeler  sanatsal

                        değerler kazanır. Sanatsal  yaklaşımda  çocuk resimleri ele alan araştırmaların ortak
                        noktasına bakıldığında çocuğun duygusal ve algısal deneyimlerini çizdiği resimlere

                        yansıttıklarını  belirtmesidir.  Çocuk  için  önemli  olan  güzellik  ve  çirkinlik  değildir.

                        Çocuğun dünyasında gösterdiği  çaba ve zevk estetik kaygıdan  çok daha önemlidir
                        (Batu, 2017).

                               Lowenfeld, Ainheim ve Kellog sanatçıyı sanatçı yapan düşünsel duygusal ve

                        algısal  sürecin  çocukta  var  olduğunu  vurgular.  Çocuğun  yaratıları  yetişkinlerin
                        sanatından  bağımsızdır.  Çocuğun  resimsel zevkini Kellog  motor ve  görsel olmak

                        üzere  ikiye  ayrıldığını  belirtmiştir.  Görsel  zevk  çocuğun  çizimlerinin  sonucu
                        incelerken aldığı zevktir. Motor zevk ise çocuğun karalama yaparken aldığı zevktir.

                        Kellog  çocukların  ilgilerini  çektikleri  şeylerin  resimlerini  yansıttıklarını
                        savunmuştur. Kellog’un  savunduğu farklı bir görüş ise doğuştan gelen ve evrensel

                        olan bir görsel düzenin varlığıdır. Rhoda Kellog çocuğun sanatsal gelişimini üç temel

                        evre doğrultusunda incelemektedir (Yavuzer, 2016).
                           1.  Basit karalamalar dönemi

                           2.  Belirgin şekiller dönemi

                           3.  Anlamlı şekiller dönemi

                               Anlamsız basit karalamalar ve anlamlı belirgin çizimlerin oluşması çocuğun
                        biçime ilişkin algısının geliştiğini belirtir. Çocuk belirli şekilleri oluştururken belirli

                        dairesel  çizgileri  de  yansıtması  biçim  algısının  çeliştiğini  gösterir.Çocukların  2
                        yaşına  doğru  anlamsız  karalamaların  yerini,  ayrıntılı  ve  belirgin  şekiller  alır. Üç

                        yaşlarında  daire  üçgen  ve  diğer  bazı  şekilleri  çocuklar  çizimlerinde  yansıtırlar

                        (Yavuzer, 2016) .
                               Bu alandaki araştırmalardan Hebb, çocukların parçalarına ilişkin bir açıklama

                        getirmez, bütünün şekilde ilişkin algılarını  yansıttığını belirterek parça ile bütünün





                                                                25
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43