Page 39 - 1376
P. 39

farklı zihinsel süreçler tarafından algılandığını çizimlerinde öne sürer. Çocuklar oval
                        üçgen gibi objelerin ona detaylarını yansıtmadan önce basit karalamalardan oluşan

                        şekillere yer verirler. Bütünü görebilmek doğuştan gelen bir yetenektir (Savaş, 2015).

                        Kellog’a  göre  çocukların  basit  karalamaları  2  yaşlarına  doğru  başlayarak  2-3
                        yaşlarında  ise  belirgin  şekillerin  oluşmaya  başladığı  görülür.  Çocuklar  üç  -dört

                        yaşlarında artık anlamlı şekilleri çizimlerinde yansıtırlar. 4 yaşına geldiklerinde ise
                        artık insan hayvan bina gibi şekilleri çizmeye başlarlar. Çocuğun sanat anlayışı daha

                        da geliştikçe oluşan yeni çizgilere ek olarak erken dönemlerde görülen özellikler de

                        varlıklarını gösterirler (Yavuzer, 2016) .
                               Sanatsal yaklaşıma göre sanat: kişinin psikolojik gelişmesinin bir ürünüdür.

                        Sanatsal  gelişmenin  ana  çizgisini  yapıt  üzerindeki  bütünden  detaya  yalından

                        karmaşaya doğru ilerleyen dinamik boyut oluşturur. Ürün değişe değişe farklılaşarak
                        en  son  aşamasına  ulaşır.  Gelişen  sanatsal  biliş  süreci  çocukta  da  yetişkinde  de

                        aynıdır.  Çocuk  resimlerine  romantik  yaklaşımda  sanatın  kökenini  arama,  sanatın
                        değişme  sürecine  ışık  tutması  incelenirken  çocuk  resimleri  sanat  boyutuna  erişir

                        (Kırışoğlu, 1998).

                               Çocuk  çizim  yaparken  iç  dünyasının  içindeki  estetik  kaygıdan  tamamen
                        uzaklaşır.  Çocuğun  sade  anlatımı  sanatçı  yaratılanlarından  farklılaşır.  Çocuk

                        resimlerindeki  kendiliğinden  izlenen  gelişimi  kişilik  ve  algısal  gelişimi  de
                        beraberinde getirir (Batu, 2017).

                        1.5. Çocuk Resimlerinin Klinik Değerlendirmedeki Yeri

                                        Resim  psikoterapide  H.  Morgenstein  tarafından  ilk  kez
                        kullanılır.1946 yılında Prof. Havyer konuşmayan bir erkek çocuğunun tedavisi için

                        Morgenstein’e yönlendirir. Hiç konuşmayan, sözlü iletişimin mümkün olmadığı bu

                        vakada resmin terapi yöntemi olarak kullanılabileceği düşünülmüştür.   Morgenstein
                        çocuğun  çizimlerinde  şiddet  içeren  öğeler  olduğunu  fark  ederek  bunları  hadım

                        edilme korkusu ve kaygı olarak yorumlar. Terapi sonrasında çocuk konuşmaya başlar
                        “resimleri ise konuşmayı bırakır” (Davido, 2012).

                                       Sanatsal değerlendirmeler çocukların düşüncelerinin  yansıtılmış tablosunu

                        ortaya  çıkarır.  Sözlü  iletişimin  henüz  gelişmediği  dönemlerde  ya  da  açık  açık
                        duygularını  anlatamayan  çocuklarda  resim  severek  katılabilecekleri,  çocukları

                        korkutmadan  duygularını  düşüncelerini  yansıtmalarını  sağlayan  değerlendirme
                        aracıdır.






                                                                26
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44