Page 104 - Neşide Dergisi 5.Sayı E-Book
P. 104

On Üç





            Numara








            Betül Seyit HAYDARÎ*

            Farsçadan Çeviren: Halide NADİRÎ**




                   uvarın  göğsüne  yapıştırılmış  büyük  van-  – Kocasını bulmuşlar sanki.
               Dtilatörün  can  sıkıcı  sesi  duyuluyordu.  Bu
                                                            Şişman kadın öteki masanın arkasında oturdu.
            siyah  binanın  uzun  ve  ince  ışıkları  hızlıca  yanıp
                                                         Zayıf kadına baktı. Parmağındaki yüzüğünü çevir-
            sönüyordu.  Sonra  her  yer  aydınlığa  büründü.
                                                         di.
            Zayıf kadın yine geldi. Uzun siyah bir bot giymiş
            ve yeşil renkli başörtüsünü takmıştı. Eli belinde,   – Peki o zaman tıp bilimleri gereklilik formunu
            duvardaki  sırada  koyulan  dolaplara  doğru  gitti.   üzerinden kaldır.
            Birisinin kapısını açtı. Sonra demirli kolunu sıkıca   Kalktı ellerini cebine sokup kısa beyaz kıyafet
            kendine  çekti.  Metalik  tahta  kapıdan  cırlayarak   giyip göğüslerini öne doğru çıkardı.
            çıktı. Şişman olan kadına seslendi. Kafurun koku-
                                                            – Yıkandığı zaman; yanında karttan hariç baş-
            su buranın tüm soğuk ve nemli havasını doldur-
                                                         ka bir şey yok muydu?
            muştu. Şişman kadın ağzına; tıpkı yemek dinlen-
            dirme bezine benzer beyaz bir peçete koymuştu.   Zayıf kadın kırmızı lastik eldivenleriyle, telefo-
            Uzun burnunun üzerindeki gözlüğünü parmağıy-  nu kaldırıp aradı.
            la  kımıldattı.  Bana  doğru  eğildi.    Uzun  tahtanın
                                                            – Niye otuz cüzlü cep Kuranı yanındaydı. Kar-
            üzerinde uzanmış kalmıştım. Burnumun içindeki
                                                         tıyla kıyafetlerini saklamak için verdiler.
            pamukları çıkarttı. Elindeki bol olan kâğıtlara he-
            mencecik bir şeyler yazdı.                      Şişman kadın kafasını salladı. Sonra ayakkabı-
                                                         sından, topuğundan sesler çıkararak yürüdü.
               – Haftanın sonuna kadar kimi kimsesi gelmez-
                                                            Dört  gün  oldu  buradayım.  Yoruldum  artık,
            se;  raporunu  doldur  tıp  bilimleri  üniversitesine
                                                         Emine’yi çok merak ediyorum. Çıkmak istediğim
            gönder... Kesinlikle kaydet. Yabancıdır. Afgan.
                                                         zaman daha yeni uykuya dalmıştı. Bir hafta oldu
               İnce, yumuşak sesi vardı. Zayıf kadın pamuğu   sürekli ağlıyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Göbe-
            yine  burnumun  içine  soktu.  Tahta  dolabın  içine   ğine  yağ  sürdüm  kulağının  altına  sürdüm  ama
            geri gönderdi. Kapısını da kapattı.          sakinleşmedi.  Bu  bodruma  geldiğimizden  beri

            *   Betül Seyit Haydarî, 1981 yılında Suriye’de doğdu ve ailesiyle bir süre Lübnan, Türkiye ve Irak’ta yaşadı. İran’da Isfahan Üniversitesi’nde genel
               psikoloji bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede klinik psikoloji alanında yüksek lisans eğitimine devam etti. Şu anda doktorasını yapmaktadır. Çocuk
               yaşlarda yazmaya başladı. Çocuk dergilerinde yazılarını yayınladı. Isfahan’da öykü yazarlarıyla tanıştı. Profesyonel olarak yazarlık hayatı
               başladı. Isfahan’da yaşamaktadır. İngilizce, Arapça, Türkçe, Farsça bilmektedir.
            **  Mütercim.


         102
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109