Page 143 - Neşide Dergisi 5.Sayı E-Book
P. 143

Deneme






                  “Âsım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek;  hangi görev verildiyse tereddütsüz görevini ye-
                                                            rine getirmiş, cami kürsüsünde, cephede, cephe
                  İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek”
                                                            gerisinde  varlığını  hissettirmiştir.  İstiklâl  Mar-
               dizeleri azmimizi daha da arttırıyor.
                                                            şı’nda çığlık çığlık yükselen nidaları önce kendi
                  Rehberi  Kuran  olan  bir  şair  Mehmet  Âkif.   hayatında  gerçekleştirmiş;  cennet  vatanı  için
               Sadece  yaşantısında  değil,  yazdığı  her  satırda   gerektiğinde canını feda edeceğini göstermiştir.
               Kuran’dan izler var Âkif’in. Anlaşılan, yaşanılan,
                                                               Kuran’ın,  “yapmadıkları şeyleri söylerler” di-
               anlatılan  Kuran  onun  istediği.  İlhâmı,  rehberi,
                                                            yerek uyardığı şairlerden değildir Mehmet Âkif.
               önderi Kuran. Mehmet Âkif’e Kuran şair denme-
                                                            Yazdıkları yaşadıklarının bir belgesidir adeta.
               sinin en önemli sebebi ilhamını Kuran’dan alma-
               sından  dolayıdır.  Hayatının  rehberi  olarak  gör-  İstiklâl  Marşı  demek;  özgürlük  mücadelesi-
               düğü Kuran’ın doğru anlaşılması için de büyük   nin destanı demek. Topyekûn girişilen bir sava-
               mücadeleler vermiştir. Anlamak, yaşamak ve an-  şın adım adım gönüllere nakşedilmesidir İstiklâl
               latmaktır Mehmet Âkif’in Kuran davasının özeti.   Marşı.  Zulümden,  işgalden  kurtuluşun  müjdesi-
                                                            dir. Bunun farkında olarak bir alın yazısını resme-
                  “Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı,
                                                            der gibi yazmıştır bu marşı Âkif. Bu yüzden de
                  Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm'ı.
                                                            “Allah  bu  millete  bir  daha  İstiklâl  Marşı  yazdır-
                  İnmemiştir hele Kuran, bunu hakkıyla bilin;
                                                            masın.” demiştir.
                  Ne  mezarlıkta  okunmak,  ne  de  fal  bakmak
               için.”                                          Mehmet Âkif’in yaşantısı, yaşadığı dönemde
                                                            kendisine  takınılan  tavırları  görünce  daha  gür
                  Memleketini öylesine sever ki Mehmet Âkif,
                                                            sedadan  şu  duayı  etmek  gerek;  “İyi  ki  İstiklâl
               bu uğurda evini, ailesini bile terk etmekte bir an
                                                            Marşı’nı yazmış Mehmet Âkif.” Hiçbir akıma, gru-
               için tereddüt etmez. Şehirleri, köyleri, kasabaları   ba  bağlı  kalmadan  bildiğini  haykıran  bu  vatan
               dolaşır, bulduğu her fırsatta vatan savunması için
                                                            şairini eğer İstiklâl Marşı’nı yazmamış olsaydı el-
               insanlarla buluşur, onlara vatanı savunmanın da   bette unutturulacaktı. Cenazesinin sahipsiz kal-
               imandan olduğunu anlatır.
                                                            ması, evlatlarının biçare halde hayatlarını sürdür-
                  “Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;  mesi, arada birilerinin çıkıp “Bu marş bizi temsil
                  Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.”  etmiyor, değiştirelim.” çıkışlarının devam etmesi
                                                            bunun en net kanıtıdır.
                  Mehmet  Âkif,  hakkında  en  fazla  araştırma
               yapılmış, üzerinde düşünülmüş, konuşulmuş bir   Mehmet Âkif, bu milletin hafızadır. Bir tefsir
               fikir adamıdır. Her şeyiyle tam bir mümin olma   hassasiyetiyle kaleme aldığı Safahat’ı bunun bir
               gayretinde olan Mehmet Âkif’in İstiklâl Marşı’nı   göstergesidir. Âkif’i bilmek, geçmişimizi bilmek-
               yazmış olması da Yaradan’ın bir lütfu olarak gö-  tir.  Onu  unutmamak,  vatan  toprağının  ruhunu
               rülebilir. Onun şair olması, milletvekilliği yapma-  duymaktır.
               sı hafızalarda kalması için ülke şartları düşünül-
               düğünce  pek  de  yeterli  değildir.  Yaşadığı  dö-
               nemde  kendisinin  ve  ailesinin  çektiği  sıkıntılar,
               sanki bir suçluymuş muamelesine maruz kalarak
               sürekli izlenmesi, hak ettiği halde maaşının kas-
               ten  verilmemesi,  her  şeyi  göze  alarak  gönüllü
               sürgünlük  olarak  Mısır’a  gitmesi  onun  yaşadığı
               dönemde  ne  kadar  hakir  görüldüğünün  ispatı-
               dır. Böylesine bir yaşamın sonu da bundan farklı
               olamazdı  herhalde.  Ölene  kadar  çektiği  has-
               talıklar,  ölümü  ve  sahipsiz  kalan  cenazesi...  Bu
               ülkenin  marşını  yazmış,  bu  ülkenin  meclisinde
               milletvekilliği  yapmış  böylesine  bir  şahsiyetin
               cenazesi bile sahipsiz bırakılmış; şair, son anda
               haberdar  edilen  üniversite  gençliğinin  omuzla-
               rında son yolculuğuna uğurlanmıştır.

                  Mehmet Âkif, milli mücadeleyi her aşamasın-
               da yaşamış bir memleket sevdalısıdır. Kendisine


                                                                                                     141
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148