Page 8 - Çolpan Dergisi 4. Sayı
P. 8

Öykü

        Yaşanmayan Yıllar Peşinde






                                                                                           Kaancan Azat ŞİMŞEK
        Ö                                     ile birlikte Yılmaz’ı tanıyan Ömer de gülü- Kadının gözünde Ömer’in mücadele dedi-
             mer sessizce ayakta durmuş çelik kapı-
        nın önünde bekliyor. Mapustan yeni çıkmış.   yordu.  Ömer’in  zihninde  sahneler  halinde  ği, parası olana düşmanlık etmekten ibaret
        Elinde rengi solmuş eski bir bavul tutuyor.   anılar canlanıyordu. Yılmaz ilkokula gider- boş  bir  gençlik  hevesiydi.  Lakin  Ömer  bir
        Kanatları  koparılmış  bir  güvercine  benzer   ken okulda hep dayak yediğinden bir türlü  kez bile umutsuzluğa kapılmamıştı. Zafere
        halde boş boş etrafını seziyor. Özgürlüğün-  okumayı  sökememiş,  Ömer  de  o  dönem  olan  inancı,  direnci  ilk  gün  olduğu  kadar
        den aldığı umut yorgun ayaklarına kuvvet   liseye gittiğinden Yılmaz’a okumayı 2 ayda  harlıydı.  Kavgası  uğruna  nice  yoldaşlarını
        veriyor.  Kulaklarını  tırmalayan  martıların   söktürmüştü. Yılmaz babası öldükten sonra  yitirmiş,  sevdiği  kadına,  doğmamış  çocu-
        çığlıklarını arıyordu. Yıllar yılı denize komşu   annesi  yeniden  evlenince  Sinop’a  gelmişti.  ğuna, anasına, kardeşlerine hasret kalmıştı.
        bu kentte mahkum olduğu halde doya doya   Şimdi de babalığının işlerini koşturuyordu.   Günler  süren  işkencelerde  insanlığını  unut-
        izleyemediği  denizin  kenarından  geçerken                              muştu. Sessizce kadına bakarken kadın bir
        göğsüne dolan havanın ferahlığını ilk defa   Muhabbet sarınca birbirine hasret iki hem-  daha  tekrarlamaya  lüzum  görmedi.  Hala
        hissediyordu. Fal taşı gibi açılan gözleri ile   şehri günü gece ettiler. Saat geç olduğun-  ayağa  kalkıp  mutfağa  giderken  sessizliği
        dalgaları izliyordu. Tüm duyguları sel olup   dan Yılmaz, Ömer’i eve davet etti. Yılmaz’ın   yaran  bir  iç  çekti.  Hep  beraber  sofra  ha-
        gözlerinden  boşalırken,  bedenini  kaplayan   ısrarlarına dayanamayan Ömer teklife razı   zırlığına koyuldular. Yemek yedikten sonra
                                              geldi. Zaten kalacak yeri de yoktu. Evin yo-
        huzur yüreğini yakıyordu.                                                herkes yatağına yerleşti. Ömer yıllar sonra
                                              lunda yürürlerken bastıran yağmurla bera-  ilk kez bu kadar rahat bir yerde yatacaktı.
        Kumların üzerinde oturmuş ufukta kabaran   ber Yılmaz koşmaya başladı. Ömer yavaş   Son aylarında hücrede kaldığından sessizce
        dalgalar  arasındaki  tekneleri  seyre  dal-  adımlarla çamurlu karanlık yolda yürürken   bakan  bir  tanıdık  görmek  bile  iyi  gelmişti.
        mışken,  denizden  coşup  paçalarına  gelen   akan yağmur damlalarının yanaklarını ok-  Yatağa  girdikten  sonra  vücudunu  ağır  bir
        dalgalardan irkilip kendini toparladı. Daha   şamasına  izin  verdi.  Geride  kaldığını  fark   yorgunluk kapladı. Altına serili yün döşeğin
        yolu  çoktu...  Rüzgarın  ağzına  doldurduğu   edince  bavulunu  savura  savura  Yılmaz’ın   kokusunu içine çekerken uyuyakaldı. Sabah
        kumları  silkeledi.  Cebindeki  paraya  bakıp   ardından koşmaya başladı. Koşarken yere   kalktığında  namaz  kılan  Yılmaz  ile  Zülal
        otogarın yolunu tuttu. Otogar yolunda bir   çarpan adımları yerden çamurlu suyu kaldı-  halanın  fısıltı  şeklinde  okudukları  duaları
        kahveye rast geldi. Dalları göğü kaplayan   rıyor, üstünü kirletiyordu. Vücudunu tarifsiz   duyuyordu. Sessizce yatağı topladı, sekinin
        bir çınar altına dizilmiş iskemlelerden birini   bir his kaplamıştı. Anlayamamıştı. Oysa ya-  yanına yığdı. Kahvaltıda halası ‘’ Bugün ne
        çekip oturdu. İçi elbiselerin altındaki okun-  şadığı yalnızca özgürlüktü.  edeceksin?’’ dedi. Ömer ‘’ Sibel’i arayaca-
        maktan  yazıları  silinmiş  mektuplarla  dolu   Eve vardıklarında kapıyı açan Zülal halasını  ğım.’’  dedi.  Hala  şaşırdı  gözleri  doldu,  dili
        bavulunu  bacaklarının  arasına  sıkıştırırken   gören  Ömer,  biraz  bekledikten  sonra  yaş- varmadı  Ömer’in  gözlerine  bakamadan
        nereye gideceğini, 15 yıllık esirlikte ayrı kal-  lanmış kadının ellerini öptü. Mübarek kadın  anlattı olanları.
        dığı yârini nasıl bulacağını düşünüyordu. Bir   hemen de tanıdı. Ömer ermişlere, şeyhlere
        kaç  adım  ötesinde  duran  bir  genç  ‘’Elleri   pek  inanmazdı.  Kapıda  biraz  bakıştıktan   Ömer  içeri  düştükten  sonra  Sibel’in  karnı
        dizlerinde duran bu düşünceli adam kim?’’   sonra kadın içeri buyur etti. Evin reisi ortada   büyüyünce  babası  durumu  anlamış.  Baş-
        diyen bakışlarıyla Ömer’i süzüyordu. Genç,   gözükmüyordu. Bu aylarda mal almak için   larda ailesi çocuğu istememiş sonra laf söz
        merakını aşamayıp sanki eski bir ahbabı se-  başka kentlere gittiğinden ev sessiz kalmıştı.   olmasın diye 18 yaşındaki kızı amcasının 30
        lamlar gibi masaya yanaştı. Ömer’in karşı-  Adam ne kadar huysuzsa artık 50 yaşında   yaşındaki kocamış oğlu Nedim ile evlendir-
        sındaki iskemleyi çektikten sonra pala bıyıklı   kadının tüm saçlarına aklar indirmişti. Ka- mişler. Biçarenin ellinden ne gelir? Sırf çocu-
        kahveciye  el  edip  çay  istedi.  Genç  adam   dın ölecekmiş gibi zor nefes alıyor yüzündeki  ğu için razı gelmiş. Çocuk doğduktan sonra
        Ömer’e bakıp mağrur bir tebessüm ile bir   kırışıklıklardan güldüğü bile zor anlaşılıyor- da adını Ekim koymuş. Çocuğun ismini bile
        yığın soru soruyor, Ömer’in verdiği cevap-  du. Ömer biricik halasını bu halde görün- Ömer  olaylara  karışmadan  önce  beraber
        larla  beraber  adamın  tebessümü  yüzüne   ce içini bir dert kapladı. İkisi de birbirlerine  kararlaştırmışlardı.  Başta  Nedim’de  kendi
        yayılıyordu. Ömer mapusu anlatıyorken bir   acıyarak  bakarken  Zülal  hala  Ömer’e  ‘’  kızı gibi seviyormuş çocuğu ama sonra Si-
        anda söze dalıp ‘’Ömer abi demek hala ta-  Değdi mi oğlum? ‘’ dedi. Ömer sustu. Çün- bel  her  hamile  kaldığında  düşük  yapınca
        nımadın beni.’’ dedi. Ortalığa çöken sessizlik   kü anlatsa da anlaşılmayacaktı mücadelesi.  Nedim’de yoldan çıkmış. Malı mülkü satmış


        8
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13