Page 54 - SutDunyasi_S63_Neat
P. 54
bakterilerince primer safra asitlerinin dekonjuge ve dehidroksile değişmektedir.
edilmesiyle oluşur. Sekonder safra asitleri deoksikolikasit ve İnsan GIS ile deney hayvanlarının GIS farklılıkları ve deney
litokolik asittir. hayvanları ile çalışma zorlukları insan yapay sindirim sistemi
Sindirim sisteminin mikrobiyal kompozisyonu modeline yöneltmiştir. Bu kapsamda statik ve dinamik yapay
Gastrointestinal sistemde farklı anatomik lokalizasyonlarda farklı GIS modelleri geliştirilmiştir. Bu kapsamda ilk model bir grup
pH ve enzim aktivitesine sahip olmaları nedeniyle mikrobiyal Hollandalı bilim adamı tarafından geliştirilmiştir (TNO – The
içerik sayısal ve içerik olarak farklılaşır. Bu farklılaşma bebeklik Netherlands Organization for Applied Scientific Research,
sürecinden itibaren yaşla, beslenme alışkanlıkları ve çevresel TNO).
faktörlerle oluşur. Mide düşük pH a sahip olması nedeniyle Yapay sindirim modelinde yetişkin GIS fizyolojisine uygun olarak
yaklaşık 103 CFU/g mikroorganizma içerir. Bu sayı mide mide, safra, pankreas, ince barsak ve kolon modellenmiştir.
pH’sı yükseldikçe artabilir. Midede çoğunlukla laktobasiller, Karbonhidrat sindirimi ağızdan başlamasına rağmen yağ ve
streptokoklar ve mayalara rastlanır. Duedonum gene mideden protein sindirimin temelde mideden başlaması, mide sıvısının
çıkan kimusun ilk ulaştığı yer olması, safra asitleri ve pankreatik asidik yapısı nedeniyle besin maddesinin yapısında ciddi
enzimlerin sekresyonlarının boşaldığı bölge olması nedeniyle değişimler oluşturması nedeniyle yapay sindirim modelleri
düşük mikroorganizma içeriğine sahiptir. Jejunum ve ileuma genellikle mideden başlar. Bununla beraber özellikle mikrobiyal
doğru ilerledikçe barsak florasında yer alan bakteri sayısı artar içerikli ürünlerde oral immun sisteminin oldukça etkin olması
ve ileocecal bölgede bu sayı yaklaşık 10 4 – 10 6−7 arasındadır. nedeniyle besinlerin ağıza alınan formunun da immun ve toksik
İnce barsağın distal bölgelerinde gram (-) bakteriler ve fakültatif özelliklerinin bağımsız olarak değerlendirilerek kimusun yarattığı
anaerob bakterilerin sayısı da artar. Kolona ulaşıldığında etki ile karşılaştırılması gereklidir.
ise bu sayı yaklaşık 1011 CFU/g dir ve anaerob bakteriler İnsan GIS normal fizyolojik aktivitesi bebeklik çağı ile çocukluk,,
belirgin baskındır. Ağız florasına baktığımızda ise yenidoğan yetişkin ve yaşlılık süreçlerinde ciddi farklılık gösterir. Bunun
bebeğin ağız florası steril iken erken bebeklik döneminde yanı sıra mide pH’sı besin alımı süresinde, mide asiditesinin
önce Streptococcus salivarius daha sonra da yetişkin florası etkileyen ilaçların kullanım yaygınlığı nedeniyle çok değişken
oluşmaya başlar. Ağızda çoğunlukla anaerob bakteriler yer alır. olabilmektedir. Mide modellerinde denemelerin farklı pH’larda
Fusospiroketler, laktobasiller, peptokok ve peptostreptokoklar, (asit-nötr-alkali) mutlaka tekrar edilmesi önemlidir.
aktinomices, ve veillonella sıklıkla ağız kavitesinde bulunur. Ayrıca yapay GIS modellerinde hedef kitlesine göre (bebek,
Bunun yanı sıra mikroflorada veya tükrük pH’ ında değişim çocuk, yetişkin, yaşlı) pankreatik enzim düzeylerinin ve enzim
olduğu durumlarda kandida enfeksiyonları veya yumuşak veya formülasyonlarının da belirlenmesi ve hedef kitleye uygun
sert doku enfeksiyonları ortaya çıkabilir. şekilde tanımlanması gereklidir.
İnsan florasının karmaşıklığı nedeniyle deneysel sindirim Mikrobiyota hedefli uygulamalar, probiyotik olarak tanımlanan
modellerinde uygulama zorluğu vardır. Genellikle izole mikroorganizmanın sağlık etkilerini belirleme çalışmalarında in
tanımlanmış bakterinin sindirim sistemine doğrudan veya vitro immun hücrelerle barsak mukozal hücrelerinin kokültüre
belirli bir besin sindirim ve emilimine etki değerlendirmeleri edildiği modeller sıklıkla tercih edilmektedir.
yapılır. İnsanlarda karmaşık mikrobiyotanın yanı sıra mukozal Bunun yanısıra deney hayvanlarından elde edilen barsak
immunitenin de tüm sistem boyunca mikroflora ile etkileştiğini segmentleri temizlenerek uygun fizyolojik solüsyonlarda in
unutmamak gereklidir. vitro organ banyosunda barsak aktivitelerini değerlendirmek
GIDALARIN EMİLİM, ABSORBSİYONUNU, amacıyla kullanılmaktadır.
İNTESTİNAL ETKİLERİNİ DEĞERLENDİRMEK TNO gastro intestinal model:
İÇİN KULLANILAN MODELLER Bu modelde GIS ın herhangi bir bölgesinden örnekler alınarak
Besinlerin insan vücudundaki etkilerinin belirlenmesi, analizler yapılabilmektedir. Bu örneklerin analizi ile besinlerin
etkinliklerinin gösterilebilmesi amacıyla farklı çalışmalar geçişleri, stabiliteleri, sindirimleri, barsaklardan emilime uygun
yapılmaktadır. Tanımlanmış, vücut dışından alınan bir maddenin hale gelip gelmediklerini (bioaccessibility) değerlendirmek
insan vücudunda veya deney hayvanında farklı yollardan, mümkündür.* bioaccessibility: gıda uygulamalarında gıda
farklı dozlarda ve farklı uygulama zamanlarında etkilerinin matriksi içinde bulunan tanımlı bir yapının mide ve barsaklardan
belirlenmesine yönelik tanımlanmış ve bilimsel kabul görmüş geçişi sırasında doğrudan veya sindirim sonrası salınarak 5kDa
pek çok model vardır. Fakat besin maddeleri kompleks cutoff membrandan geçebilecek boyuta gelmesidir. Şemada
yapıları, içerdikleri diğer moleküller ve besin matrisi ile mide (A) ve 3 ince barsak bölmesi ile vertikal peristaltik
etkileşim nedeniyle etki ve etkinliklerin belirlenmesi daha valflar aracılığı pilorik sfinkter (B) ve ileocekal valf (H)
karmaşık olabilmektedir. İnsan gastro intestinal sisteminin, bağlanmıştır: duodenum (C), jejunum (E), ve ileum (G). Her
özellikle mikrobiyota ve mukozal immunitesinin diğer deneysel bir kompartmantta sekresyonların eklendiği tüpler eklenmiştir.
modellerde uygulanabilirliğinin zorluğu nedeniyle besin Ayrıca bu kompartmanlardan örnekler almak da mümkündür.
etkinliğinin farklı deneysel modeller ve farklı aşamalarla tanımla Bu kompartmanlara bağlı sensörler ile asidite (pH-P),
zorunluluğunu ortaya koymuştur. basınç (S), ısı (R) kontrolü de yapılabilmektedir. Jejunum ve
Besin maddelerinin insan vücudundaki etkinliğini belirlemede ileum bölmeleri su ve sindirim ürünlerinin sürekli emilimini
uygulanacak testler kısmen tanımlanmış, EFSA, WHO ve sağlayacak şekilde yarı geçirgen hollow fiber membranlardan
FDA tarafından bazıları kabul edilmiş olsa da maalesef hala oluşmaktadır.
tam optimize edilmemiştir ve konuda düzenlemeler sürekli
54 OCAK-ŞUBAT 2017