Page 47 - My FlipBook
P. 47
aramaya lüzum yokken, kendisine bir fırsat veriyor ve o kadar güvendiği tezine
bir tecrübe meydanı açıyoruz.
REĠS BEY — Benim af ve merhamet tezim, o-lur olmaz tecrübelerden affedilecek
kadar merhamete lâyıktır. Beni istedikleri gibi çürütebilirler. Yardımcılarıyım!
Fakat tezimi çürütmeğe kalkmalarını, anneden aziz bir mânaya karĢı cinayet
sayarım!
SAVCI — (Gözleri hâkimlerde, eli sanıkta, öfke ve heyacanın son haddinde) ġimdi
beni, mânevi anne kaatilliğiyle suçlandıran bu korkunç seciyenin.. Evet vaktiyle
yine savcısı olarak yanında
136
çalıĢtığım bu korkunç seciyenin, yine anne kaatili zanlısı masum çocuğu sephaya
gönderirken, demin iĢaret ettiği gibi, kanuna, vicdana, herĢeye zıd hatırlıyorum
da, karĢınızda oynanan rolü vasıflandıracak kelime bulamıyorum! Merhametten
bahsediyor, öyle mi?... Merhamet ekmek olsa da bütün aç insanlığa dilim dilim
dağıtılsa, payına hiçbir Ģey düĢmeyecek olan lânetli budur!
(Savcı ateĢ saçan gezleriyle sanığa bakıyor.
Reis Bey, gözleri görünmeyen Hâkimlerde,
dimdik bir vekar içinde.) GÖRÜNMEYEN HÂKĠMĠN SESĠ — Oturunuz efendim!
(Savcı oturur.)
GÖRÜNMEYEN HÂKĠMĠN SESĠ — Sanık!
Cevap veriniz!
REĠS BEY — (Tonu rikkat ve Ģefkat dolu) ĠĢte bu noktada muhterem Savcı ile
aramızda hiçbir görüĢ ve anlayıĢ farkı yok!.. Dosdoğru görüyorlar! Nefsimi
hırpalamakta, ben bile bu sözlerden daha parlağını bulamazdım. Lütfettiler!
Herkesin, nefsini lanetlemesi ve dıĢarıdan gelecek lâ-netlemelere katlanması
hesabına da, benirn^ af ve merhamet görüĢüme uygun konuĢtular. Âdeta, tezimi
ispat eden bir yardımcı unsur, nefsimin vekili vazifesini gördüler. Ben herkesi
bağıĢlamaya, herĢeyi merhamete layık görmeğe ne kadar hazır-sam, kendini bu
kanunun tek istisnası kabul etmeğe aynı nisbette bağlıyım. Ġnandığım dâvanın
yanında, biraz evvel Ģahsımı da temize çıkarır gibi göründüğüm için af dilerim!
Benim anlayıĢıma göre her fert, baĢ ucuna, "suçlu benim, herkes
137
suçsuz!!!» levhasını aĢmalıdır ama, kendisi dururken, baĢka kimsede bu levhayı
aramamalıdır,. Yoksa kendi levhasını düĢürmüĢ, tepelemiĢ olur. Hele bende,
herkesin katiyen suçsuz olduğu ve nefsini katiyen suçsuz bilmesi gerektiği
kanaati, Ģahsıma ne yapsalar değiĢmez. Ben, acınma liyakatinin bu türlü dıĢına
çıkmıĢ bir lânetliyim!.. Ġçime sorarsanız (Savcıya döner.) Savcı adam öldürürken
okĢar; bense okĢarken öldürürüm. Ġnsanın, kendisinde temiz, baĢkasında pis
gördüğü, her iĢ bende tersine dönmüĢtür. Gözümde, baĢkalarının bütün pisleri
temiz, benim bütün temizlerim pis oldu. DüĢünün; acmamaz olmakta nerelere
ulaĢtım ben!... Benim böyle olmam, acımanın değerini düĢürmez; yalnız bana
acımanın değerini düĢürür. (Acı acı) Bana kimse acımasın!... Sonra ona
acımazlar; hali ne olur?...
(Gerilerde hıçkırık sesleri.. Dadı ve Kaatil, ağlıyorlar. Uzun durak.. Bütün
salon donmuĢ...)
REĠS BEY —Bir hale geldim ki, bütün mantık ve nisbet hesaplarını kaybettim.
Hapishanede, BerduĢ diye anılan bir Âdem Baba, hocalık etti bana.. Evet,
Amerika'da bir cinayet iĢi ense dünya çapında bir ses bütün insanlığa sorsa:
Kaatil kim?.. Benim diye bağırabilirim.. Soğuk kıĢ geceleri, köprü altında yatan
çıplakların vebali benim boynumda, gömleğimin yakasında.. Ġsterseniz çareme Adlî
Tıp baksın; fakat bir hastahaneye gir-sem de, kan kanseri çeken sapsarı hastalar
görsem, onları bu hale ben mi getirdim, diye düĢünüyorum. Ben ne yaptım; uykuda,
baygınlıkta, annemin karnında, babamın karnında, hangi cina-
* »
138
yeti iĢledim, hangi mukaddesi kirlettim ki, kendimi, gelmiĢ gelecek bütün
fenalıkların tek sorumlusu biliyorum. Beni görünce havalanan serçe, kaçırılan
göz, çekilen perde, buruĢan surat, bana beni hatırlatıyor. (Durak) DıĢımda ne
arıyorlar; içime doğru suçluyum ben.. Yapmadıklarımın, iĢlenmediklerimin de
suçlusu.. Bir de kalkmıĢ, belki kendimden birine, ondan öbürüne geçer, bir
merhamet yangını çıkar, bütün ülkeyi sarar diye, tımarhanelik bir hayâlin peĢine