Page 79 - My FlipBook
P. 79
YUSUF — Doğru! Artık bir daha kumar oynamayacağım! O da emin...
SALĠH — Öyle değil... Marifet birĢeyi yapabilecekken yapmamakta... Körün kadına
bakmamasında ne sevap var? (Macide'ye) Kızım güneĢ doğmadan kocan kurtulacak!
Bana inanıyor musun? MACĠDE — Neden bilmiyorum, size inanıyorum!
YUSUF — ġafak sökmeden bir mucize mi olacak?
SALĠH — Onu her kumarbaz her Ģafak vakti
bekler. Sonra da senin gibi "Allahım, gündüz olmasın!" diye dua eder. (Pencereye
döner ve orada Ģafağın ilk ıĢıklarını görür.) ġafak mutlaka sökecek, gündüz
olacak ve bütün insanları o günün hesabına çağıracak... (Yusufa döner.) Sen
nasıl hesap vereceksin?
241
(Yusuf, sol tarafa bakan koltuğa yığılır, çenesini göğsüne yapıĢtırır. Salih ona
biraz daha yaklaĢır.)
SALĠH — Ama korkma, kendini öldürmeyeceksin! O pis kanın dökülmeyecek! Bu da
erkeklik mi? Yüzündeki çamuru karınla çocuğun suratına at, sonra ölüm dedikleri
yağız ata bin, kaç! Erkeklik mi bu? Sen iki sevici karıdan mı doğdun, yoksa bir
erkekle bir kadından mı? Yüzüne bakan da seni bir erkeğin evlâdı zanneder!
YUSUF — (Kendinde değil) ġimdi de babama, yüzünü bir kerecik görmediğim,
görmeden gideceğim babama hakaret!
SALĠH — Allah senin babanın belâsını versin!
(Yusuf yerinden fırlar, boğazına sarılacak gibi Salih'e bakar, Macide atılır.)
MACĠDE — Yusuf, Allah aĢkına birĢey söyleme! Bana ve çocuğumuza bir parça
merhametin
varsa sus!
YUSUF — (Gözleri kan çanağına dönmüĢ, Macide'ye) Macide! Bu adam senin neyin
oluyor kuzum? Sen de benim gibi aile nedir bilmedin. Baban mı, dayın mı, amcan
mı, neyin oluyor?
SALĠH — Ben bu kızın hiçbir Ģeyi olmuyorum, amma o benim herĢeyim oluyor!
(Macide ağlar, Yusuf tırnakları ile yanaklarını çizer.)
YUSUF — Karımın babası çoktan öldü, biliyorum... Benimki de... Nedir Ģu adamı
arkama düĢüren hikmet? 242
MACĠDE — (Haykırır) Söyleyeyim mi? SALĠH — Söyleme! Çocuğunu al da beĢ dakika
için buradan git! (Yusufu gösterir.) Ben bu delikanlıya yaĢamıya mecbur
olduğunu, karısının da merhamet dilenciliğine çıkmayacağını, her Ģeyin güneĢ
doğmadan yoluna gireceğini göstereceğim. Bizi yalnız bırak!
YUSUF — (Çığlığı basar) Yalan, yalan, bana yalan söylemeyin! Çocuk değilim ben,
beni oyalamayın! Ahmak değilim ben, beni dolandırmaya
kalkıĢmayın!
SALĠH — (Parmaksız elini Yusuf un göğsüne dayar.) Dolandırıcı sensin! Ġhtiyar
bir kadını dolandırdın, parasiyle kumar oynadın! Biz kimseyi dolandırmayız!
Sözümüz sözdür! (Macide'ye) Git
kızım!
MACĠDE — Sabaha karĢı nereye gidebilirim?
BeĢ yaĢında bir çocukla nereye çıkabilirim! Bana acıyın! Ben de kalayım
aranızda, ben da anlıya-
yım!
SALĠH — (Göz yaĢları içinde) Sana acımaya-nm yüzüne mahĢer günü bütün insanlık
tükür-sün! (Eliyle gözlerin siler.) Git kızım! Çocuğunu götürdüğüm odaya çekil!
Hem de giyin artık, sonra gelirsin!
(Macide, baĢı önünde soldan çıkar. Salih,
yiyecek gibi Yusuf a bakayor.)
SALĠH — Senin baban kim?
YUSUF — Bilmiyorum!
SALĠH — (Pencereyi gösterir.) Söyle! Bak, Ģafak söküyor! Vakit kalmadı! Ġnsanlar
uyanacak... Dünyada sevdiğin ne varsa onun baĢı için söyle!
YUSUF — SöylemiĢtim ya, babam, 22 sene
243
YUSUF — Yemin edersem ne olacak? SALĠH — Kurtulacaksın! YUSUF — Yeter dedim ya,
yetiĢir, yetiĢir artık! Size inanmıyorum! Bırakın beni kendi halime! Kendi
çarelerimle baĢ baĢa kalayım! (Salihin haline bakar, geriler.) Yoksa siz misli