Page 246 - 014 IMAN VE KUFUR MUVAZENELERI YENI.indd
P. 246
246 İMAN VE KÜFÜR MUVÂZENELERİ
Hayattaki düsturu, cidâl-kıtâl yerine, düstur-u teâvündür. O düsturun
şe'nidir ittihâd ve tesânüd; hayatlanır cemâat.
Sûret-i hizmetinde, hevâ-heves yerine hüdâ-yı hidayettir. O hüdânın
şe'nidir; insana lâyık tarzda terakkî ve refahet.
Rûha lâzım sûrette tenevvür ve tekâmül. Kitlelerin içinde cihetü'l-
vahdeti de tardeder unsuriyet, hem de menfî milliyet.
Hem onların yerine râbıta-i dinîdir, nisbet-i vatanîdir, alâka-i
sınıfîdir, uhuvvet-i îmânî. Şu râbıtanın şe'nidir, samîmî bir uhuvvet,
Umumî bir selâmet. Haric etse tecâvüz, o da eder tedâfü'. İşte şim-
di anladın; sırrı nedir ki küsmüş, almadı medeniyet.
Şimdiye kadar İslâm’lar ihtiyarla girmemiş, şu medeniyet-i hâzıra,
onlara yaramamış, hem de onlara vurmuş, müdhiş kayd-ı esâret,
Belki nev'-i beşere tiryâk iken zehir olmuş. Yüzde seksenini atmış
meşakkat ve şekàvet. Yüzde onu çıkarmış müzahref bir saâdet!
Diğer onu bırakmış beyne beyne bî-rahat! Zâlim ekallin olmuş ge-
len ribh-i ticâret. Lâkin saâdet odur: Külle ola saâdet.
Lâakal ekseriyete olsa medâr-ı necât. Nev'-i beşere rahmet nâzil
olan şu Kur'ân, ancak kabûl ediyor bir tarz-ı medeniyet:
Umuma, ya eksere verirse bir saâdet. Şimdiki tarz-ı hazır, heves
serbest olmuştur, hevâ da hür olmuştur, hayvanî bir hürriyet.
Heves, tahakküm eder. Hevâ da müstebiddir, gayr-ı zarûrî hâcâtı
havâic-i zarûrî hükmüne geçirmiştir. İzâle etti rahat...
Bedâvette bir adam dört şeye muhtaç iken, medeniyet yüz şeye
muhtaç fakir etmiştir. Sa'y-i helâl, masrafa etmemiştir kifâyet.
Onda hile, harama, beşeri sevketmiştir. Ahlâkın esâsını şu noktadan
bozmuştur. Cemâate hem nev'e vermiştir servet, haşmet.