Page 169 - Efsane
P. 169

26 Kasım
               Thomas biliyor. Şüphelendiğimi, annem ile babamı hükümetin bilerek
               öldürdüğünü düşündüğümü biliyor.
               Vefat eden siviller veri tabanına girdiğimi nasıl öğrendi, hâlâ merak ediyorum,
               aklıma sadece bir iz bırakmış olabileceğim ve o güvenlik açığını düzelten teknik

               elemanların o izi bulup Thomas'a bundan bahsetmiş olabilecekleri geliyor.
               Bugün erken saatlerde yanıma gelip bunu sordu.
               Ona hâlâ annem ile babamın ölümünün yasını tuttuğumu ve biraz
               paranoyaklaştığını söyledim. Hiçbir şey bulamadığımı. Senin bu konuda hiçbir
               şey bilmediğini ve bundan sana bahsetmemesi gerektiğini söyledim. Bunu bir sır
               olarak saklayacağını söyledi. Sanırım ona güvenebilirim. Birinin şüphelerimin

               en ufak bir parçasını bile bilmesi sinirlerimi oynatıyor, o kadar. Yani Thomas
               bazen nasıldır bilirsin.

               Kararımı verdim. Haftanın sonunda gidip Komutan Jameson'a devriyesinden
               ayrılacağımı söyleyeceğim. Zamansızlıktan şikâyet edip seni yeterince

               göremediğimi anlatacağım. Onun gibi bir şey... Yeniden atamam yapıldığında
               burayı güncellerim.

               Metias’m talimatlarına uyarak bloğunu tamamen sildim.
               Sonra da koltukta kıvrılıp Thomas arayana kadar uyudum. Telefonumdaki bir

               tuşa bastım ve ağabeyimin katilinin sesi oturma odasını doldurdu. Komutan
               Jameson'ın her emrini, çocukluk arkadaşını öldürmek bile olsa mutlulukla yerine
               getiren asker Thomas’ın. Day’i bir günah keçisi olarak kullanan asker.

               “June?” dedi, “iyi misin? Saat neredeyse on ve henüz seni görmedim. Komutan

               Jameson nerede olduğunu bilmek istiyor.”
               “Kendimi iyi hissetmiyorum,” demeyi başardım. “Biraz daha uyuyacağım.”
               “Ah.” Duraksadı. “Belirtiler neler?”
               “İyileşeceğim,” diye cevap verdim. “Su kaybettim ve ateşim çıktı sadece.
               Sanırım dün gece kafede yediğim bir şey iyi gelmedi. Komutan Jameson'a
               akşama doğru kendimi daha iyi hissediyor olacağımı söyle.”
               “Tamam, o halde. Buna üzüldüm. Hemen iyileş.” Bir duraksamanın ardından,

               “Eğer akşam da kendini iyi hissetmezsen, rapor verip veba devriyesini seni
               kontrol etmeleri için yollarım. Biliyorsun, protokol. Ve eğer gelmemi istersen
               beni ara yeter,” dedi.
   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174