Page 170 - Efsane
P. 170
Sen görmek istediğim en son kişisin. “Haber veririm. Sağ ol.” Telefonu
kapattım.
Başım ağrıyordu. Çok fazla anı canlanmış, çok fazla şey açıklığa kavuşmuştu.
Komutan Jameson'ın, Metias’ın cansız bedenini bu kadar çabuk ortadan
kaldırmasına şaşmamak gerekiyordu. Bunu şefkat duygusuyla yaptığını
düşünecek kadar aptallık etmiştim. Elbette cenazesini de o düzenleyecekti. Day’i
takip etmem istenen test görevi bile onlar kanıtları ortadan kaldırırken dikkatimi
başka yöne çekmek içindi.
Metias’ın Chian için çalışmayı ve Deneme görevlisi olmaktan istifa ettiği akşamı
düşündüm. Beni okuldan aldığında sessiz ve içine kapanıktı. Ona, “İyi misin?”
diye sorduğumu hatırladım.
Cevap vermemişti. Elimi tutup tren istasyonuna doğru gitmeye başlamıştı
sadece. “Hadi gel, June.” demişti. “Sadece eve gidelim.”
Eldivenlerine baktığımda, üzerinde küçük kan lekeleri olduğunu görmüştüm.
Metias yemeğine dokunmadı, günümün nasıl geçtiğini sormadı. Ne kadar
mutsuz olduğunu anlayana kadar sinirimi bozmuştu bu. Sonunda, tam yatma
zamanı geldiğinde, kanepede uzandığı yere gidip kolunun altına girdim.
Alnımdan öptü.
Ondan bir şeyler duyabilirim umuduyla, “Seni seviyorum,” diye fısıldadım.
Bana bakmak için döndü. Gözleri çok hüzünlüydü.
“June,” dedi, “sanırım yarın başka bir danışman isteyeceğim.”
“Chian'ı sevmedin mi?”
Metias bir süre sessizce durdu. Sonra da utanmışçasına gözlerini indirdi. “Bugün
Deneme stadyumunda birini vurdum.”
Onu rahatsız eden şey buydu demek. Sessizce bekleyip devanı etmesine izin
verdim.
Metias elini saçlarından geçirdi. “Bir kızı vurdum. Denemeyi geçemedi ve
stadyumdan kaçmaya çalıştı. Chian haykırarak onu vurmamı söyledi... ben de
dediğini yaptım.”
“Ah.” O zamanlar bilmiyordum ama şimdi Metias’ın o küçük kızı öldürdüğünde
beni vurmuş gibi hissettiğini anlayabiliyordum. “Üzgünüm.” diye fısıldadım.
Metias uzaklara bakıyordu. Uzun bir sessizlikten sonra, “Doğru sebeplerden
dolayı birini öldüren insanların sayısı çok azdır, June.” dedi. “Birçok insan yanlış
sebeplerle öldürür. Umarım her iki grupta da olmazsın.”
Anılar uçup gitti, ben de sözlerinden geri kalanlara tutunmaya çalıştım.