Page 78 - Efsane
P. 78
DAY
BİR SKİZ DÖVÜŞÜNÜ İZLEMENİN -VE BAHİS YAPMANIN- kuralları
basitti.
1. Kazanacağını düşündüğünüz kişiyi seçin.
2. Paranızı ona yatırın.
Olay bundan ibaretti. Tek sorun, halka açık bir bahse giremeyecek kadar kötü
şöhretli olup polis tarafından yakalanmanız olurdu.
Öğleden sonra yıkık dökük, tek katlı bir deponun bacasının arkasında çömelmiş
bekliyordum. Durduğum yerden bakınca hemen yandaki terk edilmiş binada
toplanmış kalabalığı görebiliyordum. Hatta konuşmaların bir kısmını
duyabilecek kadar yakındım.
Ve Tess. Tess onlarla birlikteydi; kargaşada narin bedeni neredeyse kaybolmuştu,
yanında para kesemiz ve yüzünde gülümsemesiyle aşağıdaydı. Diğer bahisçiler
dövüşçülerden bahsederken onları dinleyişini izledim. Kendisi de onlara birkaç
soru sordu. Gözlerimi ondan ayırmaya cesaret edemiyordum. Rüşvetlerinden
memnun olmayan bazı sokak polisleri, arada sırada Skiz dövüşlerini bölebiliyor,
giderken de birkaç kişiyi tutukluyordu ve bu yüzden Tess’le birlikte dövüş
izlerken asla kalabalığın içinde olmuyordum. Eğer beni yakalayıp parmak izimi
alırlarsa, ikimizin de işi biterdi. Ancak Tess ince ve açıkgözdü. Bir baskından
benden çok daha kolay bir şekilde kaçabilirdi. Fakat bu onu yalnız bırakacağım
anlamına gelmiyordu.
Tess genç bir bahisçinin esprisine gülmek için durduğunda sessizce, "Hadi ilerle
kuzen, ilerle,” diye mırıldandım. Ona fazla yaklaşma, seni aşağılık.
Kalabalığın bir ucundan gürültü koptu. Gözlerim bir an oraya kaydı.
Dövüşçülerden biri kollarını sallayıp bağırarak izleyicileri coşturuyordu.
Güldüm. Kalabalığın tezahüratından anladığım kadarıyla kızın adı Kaede’ydi.
Kaede birkaç gün önce Alta bölgesinden geçerken karşılaştığım barmen kızdı.
Bileklerini esnetip zıplıyor, kollarını sallıyordu.
Kaede bir maç kazanmıştı. Skiz'in gayriresmî kurallarına göre şimdi bir raundu
kaybedene kadar -rakibi onu yere serene kadar- dövüşmek zorundaydı.