Page 259 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 259
şehitleri uğurlamak için bekliyordu. ‘80 sonrasında ilkti bu. Bu
kadar insan kuşatmaya, korkutmaya rağmen, kuşatıldığında
inancından vazgeçmeyen gerillalar, on ikiler gibiydi. Mezarlığa
giden yola girildiğinde özel tim “olmaz, yürüyemezsiniz” dedi-
ğinde, karşılarındaki öfkenin kendisini ezeceğinden korkarak
kaçmıştır.
Susan Dersim, birden binlerin ağzından “Bize Ölüm Yok”
marşını söylemeye başladı. Önünde hiçbir gücün duramaya-
cağı bir sel, 2 kilometrelik yolda akmaya başladı. En önde Dev-
rimci Sol Gerillaları Ölümsüzdür pankartı taşınıyordu.
Tek yürek tek yumruk halinde atılan “Dersim Faşizme
Mezar Olacak” sloganı ulaşıyor Elazığ Yıldızbağları’na. 12
Eylül’den sonra Elazığ’da binlerin yürüdüğünü kimse görme-
mişti. Dersim’den Elazığ’a; Hasan Aktaş’a taşınan kahramanlık
halkın üzerindeki ölü toprağını atıyordu.
Halk, “Yaşasın Dersim Direnişimiz” sloganı altında yılların
suskunluğuna bir son vermişti. “İnsanlar kurşunların üstüne
yürür de, biz onları sahiplenmez miyiz” diyen halk akın ediyor
Hasan Aktaş’ın cenaze törenine. Düşman panik içinde halkın
etrafını kuşatıyor. Halk sloganlarla, marşlarla ve Devrimci Sol
marşıyla yürüyor.
Ali, Selvi, Cengiz, Abdi, Abidin, Eylem, Hasan, Özgür,
Mehmet, Behiye, Haydar ve Cihan oklarından fırlayan bir yay
gibi yayıldılar Anadolu’ya. Çalaxane’de başlayan direniş, halkın
sahiplenmesiyle düşmanı vuran bir silaha dönüştü. On ikilerin
savaş sloganları, umutları ve özlemleri Nazım Karaca’nın yaz-
dığı, Mikail’in bestelediği Dersim’de Doğan Güneş türküsüyle
tüm coğrafyaya yayılıyor. On ikilerin isimleri yeni bebeklere
veriliyor. On ikiler yaşamaya, yaşatmaya; savaşmaya ve savaş-
tırmaya devam ediyor.
259