Page 274 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 274

yapmaları gerekenleri söylüyordu.

                     Savaşçılar, Komutan Yalçın şehit düştükten sonra dağı-

              nıklık, panik yaşamadılar. Komutanlarının silahını, kütüklü-

              ğünü alıp, çatışmayı sürdürdüler. Çünkü Komutanları
              yanlarında onlara bakıyor, onları denetliyordu. Yeni şehitler,

              yaralılar veriyorlardı. Hatice Yıldız da komutanının yanıba-

              şında vurulup şehit düşmüştü. Yine, Nejla Çavumirza, Pınar
              Güngör, Adalet Yer, Mehmet Ali Aydın aynı yerde şehit düş-

              müşlerdi. Zeynel Kızılkaya da yaralanmıştı. Zeynel küçük bir
              tepede ateş ediyordu. Silahı tutukluk yapmıştı. Hemen, “bana

              yeni bir silah verin” dedi. Yoldaşları önce yeni bir silah verdiler.
              Aldığı yaralara hiç aldırış etmeden basıyordu tetiğe. Yoldaşları

              kurşunlara, bombalara rağmen yaralıların başına gitmiş, yara-

              larını sarıyorlardı. Zeynel karanlık çökene kadar vuruştu ve
              ölümsüzleşti.


                     Zeynel, daha bıyıkları yeni terlemeye başlamış, 18 yaşla-
              rında genç bir savaşçıydı. Fakat O, Parti-Cephe’nin tecrübesi

              ve kararlılığıyla çatıştı, kahramanlaştı.

                     Çatışma Emirgan Deresinde geniş bir alanda sürüyordu.

              Adnan Berber de yanında bir yoldaşıyla komutanının talima-
              tıyla öne atılmış, üstteki çıplak yamaca çıktığında askerlerle

              çatışmaya girmişti. Orada çatışmayı sürdürüyordu. Nereden
              geldiği belli olmayan bir serseri kurşun yakaladı O’nu. Omur-

              iliğinden vuruldu. Kısmi felç olmuştu. Hiç hareket edemiyor,

              sadece konuşabiliyordu. Yılların deneyimli savaşçısı, “Böyle bir
              serseri kurşunla vurulmak istemezdim ama savaş bu, kurşunun

              nereden geldiği belli olmaz” diyordu. Yanındaki savaşçıya moral

              veriyor, yanındaki yoldaşına son sözlerini büyük bir güvenle
              söylüyordu. Partinin ilan edilmesini, yaşadığı duyguları, partiyi

              görmenin sevincini, önderliğe bağlılığını, yoldaşlık sevgisini,
              halk sevgisini… tekrar dile getirmişti. Yoldaşına silahını, kütük-



               274
   269   270   271   272   273   274   275   276   277   278   279