Page 278 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 278
ların dışarı çıkmasına izin verdiler. Pencereden baktıklarında
evin çepeçevre askerlerle sarılmış olduğunu gördüler. Alt katın
savunmaya fazla elverişli olmadığını düşünerek hızla üst kata
çıktılar.
Üst kattaki dairede Sibel Erkan, annesi ve erkek kardeşi
ile karşılaştılar. Çevreye toplanan kalabalıktan ve hareketlilik-
ten ürkmüş olan Erkanlar karşılarında ellerinde silahla Mahir
ve Cevahir’i görünce ne yapacaklarını şaşırdılar. Sevim Erkan
ifadesinde bu anı şöyle anlatıyordu:
“Devamlı silah sesleri duyuyordum. Sonra cam kırılması ses-
lerini işittim. Çocuklarıma ‘aman yavrum balkona çıkmayın, belki
kurşun isabet eder’ dedim. Biraz sonra kapının zili çalmaya baş-
ladı. Ancak biz açmadık… Yatak odası penceresinden kapımızın
zilinin çalındığını, korktuğumuzu söyleyince oradan bir inzibat
subayı ve bir polis ‘korkmayın, daireyi terk edin dediler’ dediler.
‘Nasıl terkedeyim, kapıdan girmek istiyorlar’ dediğimde yine aynı
şeyleri tekrarladılar. Ben de hırsla pencereyi kapattım, çocuklarla
birlikte dairemizin ön salonuna gittim. Bu sırada eli stenli iki şa-
hısla karşılaştık. Çok korkmuş ve heyecanlanmıştım. ‘Aman kar-
deşim evde her şey sizin olsun yeter ki bize bir şey yapmayın, bize
müsaade edin’ diye yalvardım. O sırada birisi ‘Size bir şey yap-
mayacağız, çıkın’ dedi.”
Mahir’le Hüseyin Sibel’i yanlarına alarak dairede mevzi-
lendiler.
14 yaşındaki Sibel Erkan da rehin alındığı anı şöyle anla-
tıyordu:
“Antrede bulunduğumuz sırada Hüseyin Cevahir bize su
verin dedi… Bu sırada kapıdan çıkmak üzereydik. … Mahir Çayan
kapıyı üzerime kapatarak sen burada kalacaksın, gitmeyeceksin
dedi.”
278