Page 291 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
        P. 291
     lıklı bir haberle katliama “haklılık” kazandırma operasyonunu
                  sürdürdü. Haberde şöyle yazıyordu:
                         “Ankara Kapalı Hapishanesi’ndeki teröristler, kanlı isyanı
                  başlatmadan 5 dakika önce ellerinde sopalarla hatıra fotoğrafı
                  çektirdiler.”
                         Ama bu çok aleni bir yalandı. Ertesi gün o fotoğrafın Ulu-
                  canlar’da çekilmediği, aylar önce başka bir yerde çekildiği açığa
                  çıktı. Hürriyet, özellikle Ulucanlar konusunda büyük darbe ye-
                  mişti. Devreye Radikal girdi. “Hapishane Gerçeği” adlı bir yazı
                  dizisiyle, oligarşinin demagojileri bir kez daha tekrarlandı.
                         Burjuva medya, MGK tarafından çok sıkı bir şekilde yö-
                  netilip yönlendiriliyordu. O kadar ki, hapishanelerde Ulucanlar
                  katliamını protesto eylemleri sürerken gazete ve TV’ler
                  MGK’dan yeni bir talimat daha aldılar: Buna göre devrimci tut-
                  saklara “siyasi tutuklular” denmeyip “teröristler” denecekti.
                  Emir hemen yerine getirildi.
                         Ulucanlar operasyonunu gerçekleştiren katliamcıların
                  kimseden hiç bir çekincesi yoktu. Sekiz saat boyunca tutsaklara
                  işkenceye devam ettiler. Birçok tutsak işkencede veya kan kay-
                  bından katledildi, ama medya ateş ettiler, sevke karşı çıktılar,
                  tüneli sakladılar yalanlarına pervasızca devam etti.
                         Adalet Bakanı Sami TÜRK Ulucanlar katliamının ardın-
                  dan “Oraya silah kullanmak için gidilmedi… genel arama yapıl-
                  mak üzere gidildi. Saatlerce yapılan anonslarla kimsenin zarar
                  görmeyeceği söylendi. Buna rağmen ateş açıldı. Kaldı ki orada
                  ölen tutuklu ve hükümlülerden bir kısmının kendi silahlarından
                  çıkan kurşun ve saçmalarla öldüğü anlaşılıyor. Bu durum, örgüt
                  içi infaz da olabilir.” diyordu.
                         Oysa, kesin bir katliam planıyla gidilmişti; Aramaya,
                  sayım yapmaya, sevke… değil; katliam yapmaya gidilmişti!
                                                                                                   291





