Page 286 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 286
vahşetin sorumluları kendilerini böyle aklamaya çalışıyordu.
Bu dava ile katiller aklanacaktı, “elleri soğutulmayacak”, yeni
katliamlara devam edeceklerdi. Bu dava ile devrimci tutuklu-
ların hücrelere konulması meşrulaştırılacaktı. Devrimci tutuk-
lular suçlu ilan edilecekti.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyelerinin bile izleye-
medikleri görüntüleri yaratanlar değil, yaşayanlar cezalandırı-
lacaktı. Bir yandan tutuklular hakkında dava açılırken diğer
yandan TBMM İnsan Hakları Komisyonunun incelemeleri en-
gelleniyordu. Katiller, katliamlarını kendilerine bile açıklaya-
mıyorlardı. Yalan söylüyorlardı. Tutukluların birbirlerini
öldürdüklerini söyleyebilecek kadar alçak ve ikiyüzlüydüler.
“Sanık Cemal Çakmak’ın Hapishanende aramada elde edi-
len av tüfeği ile Aziz Dönmez, Zafer Kırbıyık, İsmet Kavaklıoğ-
lu’na ateş ettiği ve bu üç tutuklunun ölümünün av tüfeği ile
yapılan atıştan olduğu…” (Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı id-
dianamesinden)
Ankara Cumhuriyet Savcılığı, devrimci tutsakların arama
yapılmasını kabul etmedikleri için operasyon düzenlendiğini
söyledi.
“Ankara Kapalı Hapishanesi’nde terör suçlularının kaldığı
4-5 ve terör bayanlar koğuşunda ciddi boyutta tünel ve silah ol-
duğuna dair jandarma Alay Komutanlığı ve il Emniyet Müdürlü-
ğünde istihbaratı yazılar gelmesi, ayrıca 2.9.1999 tarihinde bu
koğuşlarda kalan terör suçluları (PKK) örgüt mensubu hariç adli
tutukluların kaldığı koğuşun havalandırma duvarını yıkarak 7.
koğuşu işgal etmişler ve koğuşta kalan adli tutukluları koğuş bah-
çesine çıkarmışlardır.
“Bu eylemlerden sonra da sayım vermemek görevli personeli
denetim gözetim için koğuşa almamak koğuş kapılarını kapattır-
madıkları bu durumda arama yapılamaması üzerine 26 Eylül 1999
286