Page 289 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 289
dava için, devrim için, halk için mücadele eden her şeyi göze
alanları hiçbir güç yenememiştir. Buca, Ümraniye, ‘84 ve ‘96
Ölüm Oruçları, Ulucanlar’da ölümüne direniş bunun kanıtıdır.
Devlet Ulucanlar katliamından sonra da yeni katliam sal-
dırılarının hazırlıklarını yaptı. Katiller yine işbaşındaydı. Bur-
dur Hapishanesine düzenlediği katliam girişimi, yine Bergama
Hapishanesine yönelik saldırılar yaşandı. Devlet bu katliamla-
rın hesabını vermeden devrimci tutsakları tümüyle teslim al-
mayı planladığı hücreleri hayata geçirmeye çalışıyordu.
Devrimci tutsakların on yıllardır kan can bedeli kazandık-
ları hakları, savundukları inançları hücrelerle teslim alınmaya
çalışılıyordu. Onlar buna izin vermeyeceklerdi. Bunun için
ömürlerini ortaya koyacaklar, halkları ve vatanları uğruna be-
denleriyle geleceği örecekler, zaferi kazanacaklardı.
“Hapishanelerdeki Eylemlere Karşı Uygulanacak Faaliyet
Programı” ve ULUCANLAR KATLİAMI
Ulucanlar Hapishanesi’nde de koğuş sorunu nedeniyle bir
“eylem” başlamıştı. Ulucanlar’da devrimci tutsaklar, 40 kişilik
koğuşta 120 kişi kalmak zorunda bırakılmıştı. Tutsaklar bir yıl-
dır idareden yeni koğuş talebinde bulunuyorlar, ancak talepleri,
çözüm imkanı olduğu halde çeşitli bahanelerle reddediliyordu.
10 ay sorunu diyalog yoluyla çözmeye çalışan tutsaklar, hiçbir
çözüm niyeti görmeyince 2 Eylül’de bitişik koğuşu işgal ederek,
sorunu fiilen çözdüler.
“Eylem” başlamıştı. MGK Genel Sekreterliğinin koordi-
nasyonunda “acil önlemler” uygulanmaya başlanacaktı… “Acil
önlemler”in içinde provokasyon vardı, propaganda vardı, ka-
muoyunun yönlendirilmesi, ölüm mangalarının hazırlığı vardı.
Ulucanlar’la ilgili neredeyse her gün haberler çıkıyordu
burjuva medyada. Ama hiçbiri tutsakların koğuş sorununu yaz-
289