Page 290 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
        P. 290
     mıyordu. Bunun yerine yalan yanlış tutsakların sayım verme-
              diği, silahlı eğitim yaptığı vb. anlatılıyordu. Tutsak aileleri, avu-
              katlar açıklama üstüne açıklama yapıyorlar, bu açıklamalar da
              yer bulmuyordu medyada.
                     Aynı günlerde idare, sayım almamaya başladı. Aile ve avu-
              kat görüşü yasaklandı. Adalet Bakanlığı Müsteşarı İhsan
              ERBAŞ, 21 Eylül’de yaptığı açıklamada, “Hapishanende yatak
              sıkıntısı olmadığını, koğuş işgalinin başka nedenleri olduğunu”
              söyledi. Tutsakların sayım vermediği iddia edildi.
                     Adalet Bakanlığı, sorunun çözümü için yapılan girişimleri
              geçiştiriyor, sorun bilinçli bir şekilde tırmandırılıyordu. Aileler
              saldırı ihtimalini gördükleri için son altı gündür hapishanenin
              dışında sabahlıyorlardı. Katliamın gerçekleştirileceği gece, önce
              bölgedeki tutsak yakınları uzaklaştırıldı, ardından bölge trafiğe
              kesildi. Sonuçta 21 Eylül’de Ulucanlar’a ölüm mangaları so-
              kuldu. 10 devrimci tutsak katledildi, 28’i de ağır yaralandı.
                     Katliam öncesi yalan; sonrası yine yalan! Yalanın karar-
              gahı MGK:
                     Katliamın hemen ardından Ulucanlar Hapishanesi bahçe-
              sinde bir “tiyatro” sergilendi. “Arama”da bulunanlar sergileni-
              yordu güya. Masanın üstü silahlarla doluydu. Bir tiyatro
              oyununda kullanılan silahlardı gerçi hepsi, ama olsun, uzaktan
              çekimde sahici gibi görünüyordu. Bütün televizyonlar ve gaze-
              telerde de böyle yayınlandı. Gazetelerin kimine göre operasyon
              tünel ihbarı üzerine yapılmıştı, kimine göre sevk ve nakiller için
              hapishaneye girilmiş, karşı çıkıldığı için de “bu olaylar” çık-
              mıştı. Kimine göre “Güvenlik güçlerinin üzerine av tüfekleri ve
              kleşlerle ateş açılmıştı”; Gerçeğin ne önemi vardı!
                     “Hapishaneler cephanelikti” diye yazdı 28 Eylül tarihli
              Sabah. Aynı günkü Milliyet’in başlığı ise “Hapishane değil
              örgüt evleri”ydi. Aynı gün Hürriyet ise, “Beş dakika önce” baş-
               290





