Page 102 - Olasılıksız
P. 102
Artık, bu kadar çok parası olduğuna göre, belki de Thomas dedirtmeliydi kendine. Yok be. Birden
kendini 'merhaba ben Thomas' derken hayal edemedi. Tüm hayatı boyunca Tommy olmuştu, Tommy
de kalacaktı. Telefonu kaldırıp Dave'i aradı iyi haberi vermek için.
"Sana ne kadar teşekkür etsem azdır," dedi minnet duyarak Dave.
"Sana bir gün borcumu ödeyeceğimi söylememiş miydim?" dedi Tommy kendi kendine
gülümseyerek. "Eğer sen olmasaydın her gün eşek sudan gelene kadar paralarlardı beni ortaokulda.
Ayrıca, Castaldi'nin dersinden de çakardım. Sana büyük bir minnet borcum vardı."
"Yok artık, abartma. Bu benim için inanılmaz bir şey. Ne diyeceğimi bile bilemiyorum."
"Bir şey demene gerek yok ki dostum."
"O zaman altıda görüşürüz."
"Aynen öyle. Dört gözle bekliyorum."
Tommy telefonu kapamadan, Dave ona iki kere daha teşekkür etti. Tommy kendini müthiş
hissediyordu. Hatta müthişten de iyiydi, muhteşemdi. Daha önce hayatında kimseye yardım
edememişti. Ama şimdi o, borçlarını unutmayıp ödeyen bir adamdı. Şu andan itibaren her şey
değişecekti. Bir şeyler yapacaktı, büyük şeyler. O bu dünyada bazı şeyleri değiştirecekti. Varlığını
hissettirecekti.
Çalan telefonu açmayınca telesekreter devreye girdi. Bir satıcı arıyordu. Bu kadın da Tommy'nin
finansal danışmanı olmak istiyordu. Sanki alışveriş listesi çıkartıyormuş gibi Tommy'nin halletmesi
gereken işleri sayıyordu- gayri menkul, hisse senetleri portföyü oluşturma, hayat sigortası, vergi
muafiyetleri, vasiyeti -makinesindeki teyp bittiği için kadının konuşması yarıda kesildi.
Tommy duvardaki saate baktı. Bankaya gidip, sonra Manhattan'a doğru yola çıkmak için birkaç
saati vardı. Dave, Brooklyn'e gelmeyi teklif etmişti; ama Tommy şehre inip kutlamak istemişti.
Mutfağa girip ceketini alırken hâlâ gülümsüyordu. Dave gerçekten de yıllardır onun iyi dostuydu.
Tommy bu olaydan sonra yine görüşmeye başlayacaklarını umuyordu. Tommy'nin Dave gibi
arkadaşlara ihtiyacı vardı. David Caine akıllıydı ve düzgün bir adamdı; ondan faydalanmaya çalışacak
biri değildi. Birden Tommy'nin aklına bir fikir geldi.
Bir kâğıt parçası kaptı ve uzun bir not yazdı. Bunu futbol topu şeklindeki bir mıknatısla
buzdolabının üstüne tutuşturdu. Bunun garip bir şey olduğunun farkındaydı, ama artık bir
multimilyoner olduğuna göre böyle şeyleri düşünmek zorundaydı. Artık sorumluluklarını ciddiye
almalıydı.
O nota bakmak kendini daha da iyi hissettirdi, aynen Dave'e yardım edeceğini söylediğinde iyi
hissettiği gibi. Evet artık her şey değişecekti. Artık hayatının geri kalanını yaşamayı sabırsızlıkla
bekliyordu..Tommy ceketini giyip, dışarı çıktı. Bankaya zamanında yetişmek istiyorsa acele etmesi
gerekecekti. Ama, içinden bir ses ona, saat kaçta varırsa varsın, şube müdürünün o işini bitirmeden
bankayı kapamayacağını söylüyordu.
Tommy artık önemli biriydi. Büyük bir adamdı ve büyük planları vardı.
Jasper'ın yüzü hâlâ biraz şişti, ama geçen akşamkine göre çok daha iyiydi.
"Gitmemi istediğine eminsin, değil mi?" diye sordu Jasper. "Diyelim Tommy gerçekten de parayı
getirdi, o zaman herifler yakandan düşecek, değil mi?"
"Herhalde."
"O zaman ben neden gidiyorum?"
"Bilmiyorum," diye yalan söyledi Caine. Caine gerçekten tam olarak bilmiyorsa da, içinde işler
yoluna girmeden çok daha kötüleşecekmiş gibi bir his vardı. "Bence senin gitmen iyi bir fikir."
"Peki," dedi Jasper eski ceketini giyerken. Üzerinde koyu kahverengi lekeler vardı. Caine, tam bir
şey söyleyecekti ki, bunların kan lekesi olduğunu anladı. Caine sandalyenin üstünden deri ceketini aldı
ve kardeşine attı.
"Ceketin berbat olmuş, bunu al."
Saklı Kütüphane 102 www.e-kitap.us