Page 104 - Olasılıksız
P. 104
giymiş komandolar, Manhattan sokaklarındaki diğer insanların arasına karıştılar.
"Yerimi aldım," dedi Michaelson Jasper'ın iki metre önüne çıkarak.
"Yerimdeyim," dedi Brady Jasper'ın bir metre sağında durarak.
"Harekete geçmeyin" dedi Gonzalez. "Trafikte sıkıştım, bekleyin."
Ekip ilerlerken Gonzalez'in ikinci sıraya park etmiş bir taksiyi sollamasını beklediler. Ekibin
önünden geçip, hedefin on metre kadar önünde durdu. "Yerimdeyim."
"Hedef minibüse bir metre yaklaşınca, Spirn ve ben gireceğiz ilk. Michaelson ve Brady, siz geride
kalın; kaçmaya çalışırsa devreye girin."
Nava, Jasper'a arkadan yaklaşırken cebinden ince bir metal silindir çıkarttı. Hızlı hareket etmesi
gerekecekti. Jasper, David'in ikizi olduğunu söylerse her şey oracıkta bitiverirdi. Jasper minibüse
yaklaşırken Nava hızlandı. Neredeyse Jasper'a dokunacak kadar yaklaştı. Jasper'ın omzunun
üzerinden Michaelson'ın üç metre ötede park edilmiş bir arabaya yaslandığını görebiliyordu.
Nava uzanıp Jasper'ın kolunu tuttu. "Özür dilerim Bay Caine?"
Jasper şaşırarak döndü. "Evet?"
Nava hemen sahte bir kimlik gösterdi. "Lütfen benimle minibüse kadar gelebilir misiniz? Birkaç
soru sormak istiyorum da."
Jasper ilk önce Nava'ya sonra da Spirn'e baktı. "Tabii," dedi ve kaldırıma çıkıp sırtını minibüse
verdi.
"Teşekkür ederiz, birkaç dakikanızı alacağız sadece," dedi Nava. Tek kelime daha etmeden
silindiri baldırına enjekte etti. Jasper'ın gözleri büyüdü ve "Ahhh" diye İnledi. Spirn kaçmasın diye
Jasper'ın koluna sıkıca yapıştı, ama bu gereksizdi. Nava'nın verdiği ilaç Jasper'ın cildiyle temas
ettikten iki saniye sonra benzodiazepin kanına işlemişti bile.
Uyuşturucu anında etkisini gösterdi. İlk saniyede şoktan koskocaman açılan gözleri, şimdi uykulu
ve sakindi. Nava, Michaelson'a baktı, o da başını salladı. Kimse ne olduğunu görmemişti veya
anlamamıştı.
"Bay Caine bizimle gelmeniz gerekecek," dedi Nava, Jasper düşmesin diye koluna girerek.
Konuşmak İçin ağzını açan Jasper ancak anlaşılmaz bir şeyler söyleyebildi. Nava ve Spirn ona
minibüse kadar eşlik ettiler. Spirn kapıyı açıp Jasper'ı içeri soktu, Nava da gelen geçen görmesin diye
elinden geleni yapıyordu.
Nava da peşlerinden minibüse bindi, arkasından da Michaelson ve Brady geldiler, ikisi de hedef
kaçmaya çalışmadığı için üzgün gibiydi. Brady kapıyı çekince Gonzalez gazladı. Nava mikrofona
konuştu: "Hedefi yakaladık. Merkeze geliyoruz."
"Anlaşıldı. Dr. Jimmy'ye iyi haberi vereyim."
Nava ileri doğru eğildi. "Gonzalez bir sonraki bloğun başında beni bırak."
"Siz gelmiyor musunuz?" diye sordu buna şaşıran Michaelson.
Nava başını sallayıp, esnedi. "Bütün gece ayaktaydım. Eve gideceğim. Spirn komuta sende.
Laboratuvara gidince Grimes'la koordine et her şeyi."
Teğmen başını salladı. Minibüs durunca Nava kapıyı açıp atladı ve sırt çantasını da yerden alıp
omzuna attı. Kapıyı kapayıp, bir kere vurdu. Minibüs uzaklaşınca da cep bilgisayarını çıkardı.
Yeni kimlik numarasını girip, uyduya bağlanana kadar bekledi. Üzerinde parlayan iki kırmızı nokta
olan tanıdık harita çıktı karşısına. David Caine iki kilometre ötedeydi ve batıya doğru gidiyordu. Saat
5:37'ydi. 23 dakikası vardı.
Bir taksi çağırmayı düşündü; ama günün bu saatinde koşsa daha çabuk yetişirdi.
▲
Saklı Kütüphane 104 www.e-kitap.us