Page 105 - Olasılıksız
P. 105

Tversky kamerayı paslı Chevrolet'ye doğrulttu. Gece soğuktu, çevrede çok fazla insan da yoktu.
               Ama bir inşaat olduğundan birkaç tane kamyon vardı ve içinde bulunduğu binanın dışındaki kalasların
               üstünde de birkaç  varil benzin  duruyordu.  Kaldırımı iyi görebilmek için lensini ayarladı. Mükemmel.
               Şimdi tek yapması gereken şey beklemekti. Kendisini, her ne olursa olsun, en iyisinin bu olacağına
               inandırmaya çalıştı; ama bunun doğru olmadığını biliyordu.
                    David Caine'in gelmesini istiyordu.  Aslında  istemekten de öte,  David Caine'in  gelmesi
               gerekiyordu. Eğer gelirse, o zaman Tversky'nin başından beri haklı olduğu ortaya  çıkacaktı; daha
               önemlisi Julia'nın başından beri söylediği her şeyin gerçekleşeceği anlamına gelecekti bu. Eğer Caine
               gelmezse, o zaman... Tversky iç geçirirken başını salladı. Öyle bir olasılığı düşünemiyordu. Şu anda
               düşünemezdi. Odaklanması gerekiyordu.
                    Deri çantanın kilitlerini açıp, elektronik mekanizmayı kontrol etti. O öğleden sonra on defa kontrol
               etmiş olmasına rağmen  yine de bir  şeylerin yanlış gidebileceğinden  korkuyordu. Bu düşünceleri
               aklından çıkarmaya çalıştı. Olayları düşündü. Lokantadaki o olayı. Buluşunu. Forsythe'ın reddedişini.
               Julia'nın gördüklerini.
                    Her bir olay zincirin bir halkasıydı, onu bu ana kadar getirmişti. Böyle olayların olmasının olasılığı
               neydi acaba? Binde bir? Milyonda bir? Milyarda bir? Böyle bir şey asla hesaplanamazdı. İşte hayatın
               en güzel tarafı da buydu; her şey olabilirdi, her ne kadar olasılıksız olursa olsun olabilirdi, olasılık dışı
               olan bir olay mutlaka olurdu.
                    Chevrolet'den birkaç metre uzakta, park edilmiş petrol tankerinin yanında, elinde büyük metal bir
               çanta taşıyan bir adam belirdi videonun ekranında. Adamın yüzünü görmek için kendisine dönmesini
               beklerken Tversky'nin kalbi hızlandı. Tversky titreyen ellerini pantolona  sildi ve gözlerini ekrandaki
               adamdan bir an bile ayırmadı. Dikkatlice tuşlara dokundu.
                    Adam dönünce profilini gördü. Tversky iç geçirdi, hayal kırıklığına uğramıştı çünkü. Bu, Caine
               değildi. Bu şişman yüzlü adamın cildi çiçek bozuğu gibi sivilce kaplıydı. Sanki o da heyecanlıydı, birini
               bekliyordu. Tversky  adamın kendi iyiliği için uzun  süre burada kalmayacağını umdu. Eğer patlama
               sırasında burada olursa yazık olurdu.


                                                             ▲

                    "Galiba  bir  sorunumuz var efendim," dedi Teğmen Spirn, Grimes'ın kulaklıklarına bağlı olan
               mikrofona doğru eğilip.
                    "Anlat bakalım neymiş."
                    "Yakaladığımız adam. Adı David Caine değil, Jasper Caine."
                    "Ne?"
                    "David diye  sayıklamaya başladı. Ben de neden  kendi hakkında üçüncü tekil  şahıs kullanarak
               konuşuyor diye merak ettim, cüzdanına baktım. Ehliyetine bakılırsa adı Jasper. David'in kim olduğunu
               sorunca, kardeşi olduğunu söyledi."
                    Grimes minibüsün duvarını yumrukladı. "Sıçtığımın herifi!"
                    "Ne yapalım efendim?"  "Bekle bir saniye."
                    Grimes, Caine'in  dosyasına erişmek için Süpermen hızıyla hareket etti. Aile hanesini buldu.
               Jasper Caine diye birinin kaydı yoktu. David'in bir kardeşi olduğuna dair hiçbir kayıt yoktu. Bu garipti.
               Sanki bu dosyaya daha önce baktığında burada bir takım bilgiler vardı. Bu Grimes'ın aklına takıldı.
               Dosyanın ne zaman elden geçirildiğini kontrol etti.
                    Bir tek veriler yenilenmişti. Ama ne yazık ki minibüsün içindeki bilgisayarı kullanarak hangi
               bilgilerin değiştiğini bulamazdı. Hemen uydu telefonunu eline alıp, birimindeki teknoloji
               manyaklarından birini aradı,
                    "Ne?" dedi Augy.




               Saklı Kütüphane                             105                                 www.e-kitap.us
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110