Page 97 - Olasılıksız
P. 97
izliyoruz. Dairesine de mikrofon yönlendirdik. Kafana takma Dr. Jimmy, bu iş çantada keklik."
"Vaner'a söyle, hedefi yakalamaya yardım etmeleri için bir saldırı ekibi yolluyorum."
Grimes ıslık çaldı. Ekip geliyordu demek. İşte şimdi seyret eğlenceyi.
Caine folyoya sarılmış bir çöreği kardeşine doğru fırlatıp, New York Post gazetesini de sehpanın
üstüne bıraktı. "Çörek peynirli ve soğanlı. Hâlâ sıcaktır umarım."
"Kahve yok mu yani?" diye sordu Jasper.
Caine birden Bir şeyler gördüm, bayıldım ve kahveni kaldırıma döktüm demeyi düşündü. Ama
bunun yerine, "Özür dilerim, unutmuşum," dedi.
"Dert değil," dedi ağzı çörek dolu olan Jasper. Sanki yerken bir şeyler düşünüyor gibiydi.
Ağzındakini yutunca konuştu. "Eee, uykunda vahiy geldi mi bari?"
"Ne yazık ki hayır. Nikolaev'e para vereceğim gün daha da yaklaştı bir tek. Elimde olmayan ikibin
doları..."
"Keşke sana da piyangodan para çıksa," dedi Jasper gazeteyi kaparak.
Ön sayfada POWERBALL MİLYONERİ yazıyordu kocaman harflerle. Üstünde de elinde 247.3
milyon dolarlık bir çek tutan bir adamın resmi vardı. Caine neden bu gazeteyi aldığını bilemiyordu.
Genelde Times'ı okurdu, ama başlığı görünce alıvermişti işte.
"Hay anasını...bu Tommy DaSouza," dedi Jasper, resmi kaldırıp Caine'e göstererek.
"Hatırlasana, eski mahalleden."
"Tanıyamadım," dedi Caine resme bakarak. Tommy onu son gördüğünden bu yana en az 20 kilo
almıştı. "Emin misin o olduğuna?"
Jasper makaleyi okuyunca başını salladı. "Thomas DaSouza, yaş yirmisekiz, hâlâ Park Slope'da
yaşıyormuş; eski evinden beş blok öteye gidebilmiş ancak."
"Ne diyeyim, aferin ona; ama bunun bana bir yararı yok."
"Ne demek yararı yok? Bu herif küçükken sana tapardı. Hani sen onun kıçını kollamıştın bir
keresinde de o günden sonra bir yıl kadar peşimizden ayrılmadı. Sülük gibi yapışırdı bize her dışarı
çıktığımızda."
Caine omuz silkti. Tommy'yi bir kabadayının elinden kurtarmak için araya girdiği günü hatırladı.
"Bu yıllar önceydi Jasper."
"Ama sen Tommy'nin hep iyi bir dostuydun. Hatta sen ona cebir dersi vermesen, liseyi bile
bitiremeyecekti."
Lise yılları. Caine o zamanlar okulu bitirmek için sabırsızlanıyordu. Şimdiyse her şeyin daha basit
olduğu o yıllara dönmek için varını yoğunu verirdi. O zamanlar Tommy'le az eğlenmemişlerdi.
Mezuniyetten sonra fazla görüşmemişlerdi. Tommy bir işe girmişti;
Caine ise üniversiteye gitmişti. Birkaç yıl sonra ise Caine, artık eski dostuyla fazla ortak yönleri
kalmadığının farkına varmıştı.
"Beş yıl oldu onunla görüşmeyeli."
Jasper telsiz telefonu kaptığı gibi Caine'e attı. "Bence şimdi aramanın tam zamanı. Ara şu eski
dostunu."
"Ne yapmamı istiyorsun ki? Arayıp, Tommy piyangoyu kazanmışsın duydum, tebrikler. Bana
onikibin dolar borç versen olur mu?' mu diyeyim. Yapmam öyle bir şeyi." Telefonu Jasper'a geri fırlattı.
"Peki," dedi Jasper. Telefonu açtı ve bir numara tuşladı. İki saniye sonra Jasper karşıdakine,
"Thomas DaSouza, Brooklyn," dedi. Numarayı bir kâğıda yazıp, masanın üzerinden kâğıdı ve telefonu
kardeşine doğru kaydırdı. Caine, kardeşi ona ölü bir fare uzatmış gibi bakıyordu.
"Bana baksana sen," dedi Jasper, "sen yapmazsan ben yapacağım. Ne kaybedersin ki yapsan?
Herif bir ömür boyu harcayamayacağı kadar para kazandı dün, seni de onikibin dolar uğruna öldürmek
üzereler. Eğer sana para vermezse hiçbir şey değişmeyecek; ama eğer olur da kabul ederse, o zaman
Saklı Kütüphane 97 www.e-kitap.us