Page 95 - Olasılıksız
P. 95

arada Tversky'yi bul."
                    "Olur efendim. Baş üstüne Kaptan Jimmy," Grimes askermiş gibi topuklarını birbirine vurup, tek
               bir hamlede arkasını dönüp, çıktı odadan.
                    Yalnız kaldığına memnun olan Forsythe, Tversky'nin  son laboratuvar notlarına baktı.
               Tamamlanmamış olmalarına rağmen yine de inanılmazdı sonuçlar. Caine'in yeteneklerini sınamamıştı
               daha, ama yine de kimyasal veriler bunu doğruluyordu. Teorisini de destekliyordu veriler.  Ayrıca,
               Pearlman'ın EEG çıktıları Forsythe'ın daha önce gördüğü hiçbir çıktıya benzemiyordu. Serum enjekte
               edildikten bir dakika sonra, Alfa deneğinin beyin dalgaları aynı hızda ve hizada yükselmişti. Tversky
               deneyi yaparken kızı öldürmüştü, ama çalışmaları bilimde bir devrim niteliğindeydi.
                    Tversky yanında çalışsa Forsythe'ın işi kolaylaşırdı, ama bu gerekli değildi. Aslında David Caine'e
               başka testler yapması gerekiyordu.  Ama eğer Tversky'nin teorileri doğruysa, o zaman  Caine'i
               yakalamak tehlikeli bir işti. Forsythe telefon kayıtlarına baktı ve telefonu eline alıp bir numara tuşladı.
               Beş dakika kadar bekledikten sonra bir adam çıktı karşısına.
                    "Günaydın General," dedi olduğu yerde doğularak oturan  Forsythe. "Sizden bir iyilik
               isteyecektim."

                                                             ▲

                    Caine elindeki iki kahveyi ve çöreklerin içinde durduğu torbayı düşürmeden sokakta ilerlemeye
               çalışırken, birden sanki bir şeyler olacakmış gibi hissetti. Bu duyguya kulak asmayarak kulaklığından
               duyduğu müziğe odaklanmaya çalıştı. Stresli olduğu anlarda  walkmanini kulağına takar ve kendi
               dünyasına dalmaya çalışırdı. Radyodaki farklı kanallara da  bakardı, ama her seferinde  klasik rock
               kanalına gelip takılırdı sonunda. Pink Floyd çalıyordu kanalını bulduğunda, sonra araya saçma sapan
               bir reklâm girdi.
                    Sonra kokuyu duymaya başladı.
                    Hayır!
                    Birden olduğu yerde aniden durunca  arkasından gelen, cep telefonuyla konuşan, uzun  boylu
               adam Caine'e çarptı. Caine öne doğru sendeledi ve elindeki kahveyi düşürdü. Devanası kılıklı zenci
               bir kadına çarpınca, onun mavi bir elbise giydiğinin ve elinde iki alışveriş torbası olduğunun farkına
               vardı. Kadın sola  doğru kaçmaya çalıştı, ama dengesini  kaybedince torbaları yere düştü. Elma ve
               portakallar kaldırımda yuvarlanmaya başladı.
                    Dökülen meyveler daha da fazla zarara yol açtı. Beyaz, dar, kısa bir üst giymiş olan kel bir adam
               elindeki Frapuçinoyu istemeden parlak, sarı bir bluz giyen yaşlıca kadının üstüne döktü. Mor etekli
               esmer bir kadın da düşüp iki tırnağını kırdı. İri yarı bir inşaat işçisi, şık giyimli bir işadamının ayağına
               alet kutusunu düşürünce adamın Gucci marka ayakkabılarını berbat etmekle kalmayıp, bir de ayak
               başparmağını kırdı.
                    Bir anda Caine bütün bu insanların gününü değiştirmişti. Kel adam gidip bir frapuçino daha
               alacaktı. Yaşlı kadın eve gidip üstünü  değiştirmek zorunda kalacaktı. Esmer  kadının yine manikür
               yaptırması gerekecekti.  İnşaat işçisi, işadamının kendisine açacağı tazminat davasından kurtulmak
               için bir avukat tutmak zorunda kalacaktı; iş adamı ise o günkü toplantıların hepsini kaçıracaktı, çünkü
               bir hastanenin acil servisinde birinin gelip de parmağına bakmasını bekleyecekti.
                    Bu değişiklikler başka değişiklikleri de getirecekti. Caine bunları gözünde canlandırdı; sanki bir
               göle bir taş atmıştı ve genişleyen daireleri izliyordu. Tam olarak ne olduğunu bilmiyorsa da bir şeylerin
               yanlış olduğunun farkındaydı. Sonra birden farkına vardı; Aslında bunların hiçbirinin  olmaması
               gerekiyordu.
                    Kel adamın aslında spor yapmaya gidip, ilk başta arkadaşı sonra da sevgilisi olacak biriyle
               tanışması gerekiyordu. İnşaat işçisinin ikinci bir oğlu olmalıydı; ama tazminat davası açılınca strese





               Saklı Kütüphane                              95                                 www.e-kitap.us
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100