Page 172 - Olasılıksız
P. 172
26
"Ne bok yediğini sanıyorsun sen?'
Forsythe telefonu kulağından uzaklaştırdı. FBl'ın operasyonlardan sorumlu direktör yardımcısına
cevap vermeden derin bir nefes aldı. Adam tren garında olanlardan dolayı köpürmüştü.
"Sam takdir edersin ki böyle olacağını bilemezdim-"
"Bana Sam falan deme!" dedi Sam Kendall bağırarak. "Bana birkaç ajanı bir sivilin peşine
takacağını söyledin, kaçak bir CIA ajanından hiç söz etmedin!"
"Sam yani ben-" Forsythe duraksadı. Kendall Vaner'ın işin içinde olduğunu nasıl bu kadar çabuk
öğrenmişti onu kestiremiyordu.
"Boş versene James. Beni oyuna getirdin. Aferin sana. Kim aklına soktu bu işi? Nielsen mı?"
Forsythe bir şey söylemeye çalışmadan, adamın bağırmasına izin verdi. "Onun da, senin de canınız
cehenneme. Bir de sanki yetmezmiş gibi Crowe'u da işin içine sokmuşsun. Nasıl oldu da sağ çıktı
herkes? Mucize olmuş."
Kendall durup bir nefes aldı bağırmaya devam etmeden. "Ayrıca, gelecek ay Mac Dougal'ın seni
işten atacağını da duydum. Bana kalırsa gelecek ayı beklemeye gerek yok, şu anda kovuldun."
Forsythe telefonu sıkıca kavradı. "Senin böyle bir yetkin -"
"Sen kim olduğumu sanıyorsun lanet olasıca?" Kendall bağırıyordu avaz avaz." Ben FBl'ın
direktörüyüm ve ister inan ister inanma, benim de arkam sağlam. Bu sabahki olaylar hakkında Senatör
Mac Dougal'la konuştum ve ikimiz de hemen istifa etmenin doğru olacağına karar verdik."
"Otuz dakikan var, sonra da askerler gelip seni dışarı atacaklar. Seninle iş yapmak bir zevkti
pislik." Kendall telefonu öyle bir kapadı ki Forsythe'ın kulak zarı patlıyordu az kalsın.
Forsythe neye uğradığını şaşırmıştı. Daha hazır değildi. Tversky'nin çalışmaları gelecek vaat
ediyordu, ama ya sonunda bir işe yaramazsa? UGA'nın veri tabanını kullanıp tek başına iş çevirecek
bir ayı daha olduğunu düşünmüştü. Şimdiyse elinde hiçbir şey kalmamıştı. Tversky ve şeytanı dışında
hiçbir şey. Onu bile elinden kaçırmıştı. Forsythe bir an için durdu, sonra da Grimes'ı çağırdı bürosuna.
"Steven bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama...," duraksadı ve Grimes'a yalan söylemeden
adamın en kötüsünü düşünmesine izin verdi. "Kovulduk. Bugün bu işte son günümüz."
"Ne? Yani, senin işinin bittiğini biliyordum, ama neden beni kovuyorlar ki?"
"Politik bir karar," dedi Forsythe. "Ama belki bu ikimiz için de iyi olur."
"Bu ne demek şimdi?" diye sordu yüzünü buruşturan Grimes.
Forsythe bunu ona anlatmanın en iyi yolunu düşündü. Grimes'ın, son altı aydır onu yanına
almadan ayrılmayı düşündüğünü bilmesini istemiyordu. Araştırma laboratuvarını zaten kurmuştu ve 10
milyon dolar da parası vardı. Tek eksiği bilim adamı kadrosuydu. Özel sektörden adam bulmak
istemişti, UGA'nın adamlarını işe almayı düşünmemişti; ama artık buna zamanı yoktu.
Ayrıca, UGA'nın sırtından araştırma yapmayı da kesecek değildi. Grimes gerçekte kovulmadığına
göre biri Forsythe'ın ne işler çevirdiğini anlayana kadar onun güvenlik kodlan hâlâ işlevseldi. Zaten
kısa bir sürede de ihtiyacı olan tüm bilgileri almış olacaktı. Forsythe bundan hiç ama hiç hoşlanmasa
da Grimes şu anda elinin altında olmalıydı.
"Aslında sana sürpriz yapacaktım ama..." Forsythe onbeş dakika içinde Grimes'a planını anlattı
ve özellikle bir tek kendisinin Grimes'ın kovulduğunu bildiğini vurguladı. Grimes da bunu açık
etmemeliydi.
Her şeyi anlatınca Grimes sivilce dolu çenesini ovuşturdu. "Pay isterim."
"Ne?"
Saklı Kütüphane 172 www.e-kitap.us