Page 193 - Olasılıksız
P. 193

Forsythe başını salladı. "Peki, psikolojik boyutta ne oluyor sence?"
                    Tversky çenesini ovuşturdu. "Hâlâ emin değilim. Ama bir tahmin yürütmem gerekse  bence
               temporal lob beynin nonlokal gerçeklere erişmesine izin veriyor."
                    "Nonlokal gerçekler mi?" diye sordu Forsythe. Bu terimi daha önce de duymuştu, ama anlamını
               pek de bilmiyordu.
                    Tversky açıkladı. "Bildiğin gibi maddeyi oluşturan 12 kuark ve 12 leptondan bizim evrenimizde
               sadece birkaçı var. Geri kalanları ya yok, ya da bir nanosaniye içinde yok oluyorlar. Ama birçok fizikçi
               bunları başka evrenlerde- paralel evrenlerde, ya da nonlokal gerçeklerde- bizimkiyle aynı anda varolan
               bir evrende, bizimkilerle birlikte var olduğunu düşünüyorlar. Ancak bu paralel evrenlerde bizimkinde
               olan kuark ve leptonlar değil de başka leptonlar var."
                    "Çok ilginç," dedi Forsythe, gerçi Tversky'nin ne dediğini tam olarak anlayabilmiş değildi,
               Kuantum mekaniğini fazla soyut bulduğu için  pek ilgilenmemişti. Fizikçilerin  bildiğimiz evrende var
               olmayan subatomik yapıtaşları bulduğunu biliyordu, ama bunu önemsememişti. Sonuç olarak,
               gerçeklikte var olamayacak hipotetik yapıları incelemenin ne gibi bir faydası olabilirdi ki?
                    "Özünde," diye devam etti Tversky, "sağ temporal lob bilinçli zihnimiz ve  nonlokal gerçekler
               arasında etkileşimi sağlıyor. David Caine’in yaşadığı halüsinasyonlar ve öngörüler bence onun sağ
               temporal lobunun zamanın var olamadığı, uzamsız bir nonlokal gerçekten bilgi edinmesini sağladı."
                    "Bu da imkânsız, çünkü kuantum mekaniğine göre zaman ve uzam sürekli değil; bu nedenle de
               zamanın dışında varlar," dedi Forsythe Einstein'in Görecelik teorisinin bildiği kadarıyla anlatmaya
               çalışarak.
                    Tversky başını salladı.
                    "Peki ya auralar ve nöbetler?" diye sordu Forsythe.
                    "Auralar, beyin nonlokal gerçeklerle temas edince  oluşan bilinçli süreçler. Ama bu beyindeki
               nevral aktiviteyi artırdığı için bir nöbeti tetikliyor."
                    "Yani parmağını elektrik prizine sokmak gibi mi?"
                    Tversky, Forsythe'ın saçma sapan örneğine kızdı, ama, "evet öyle bir şey," demekle yetindi.
                    Biraz utanan  Forsythe, Tversky'yi  konuşturmak için  başka bir soru sordu.  "Bu  teorilerini
               destekleyen başka çalışmalar da gördün mü?"
                    "Birkaç tane var, ama sayıları çok az. Birkaç yıl önce tartışmalı bir çalışma vardı. Bazı Çinli Qi
               Gong uygulayıcıları, zihinlerini  kullanarak bazı kimyasalların nükleer manyetik rezonansının
               spektrumunu etkileyebildiler."
                    Forsythe başını salladı. Qi  Gong'u duymuştu ama bunu  yapanların bir tarikat olduğunu
               düşünmüştü hep. Ancak, meditasyon tekniklerinin dünyada yaygın olduğunun farkındaydı.
                    "Başka bir  çalışmada, bir Alman bilim adamı, yoga ustalarının derin meditasyonla  beyin
               dalgalarını belirgin bir şekilde değiştirebildiklerini kanıtladı. Ayrıca, profesyonel psişiklerin de temporal
               loblarının EEG'si çekildiğinde atipik veriler elde edildiği biliniyor."
                    "Şu ikizi anlat," dedi Forsythe. "Onda da Beta deneğinde olan yetenekler var mı?"
                    Tversky monitörden Jasper'ı seyretti bir an için cevap vermeden. "Hem evet, hem hayır. Birkaç
               seferinde olamayacak şeyleri bildi. Örneğin, David’i yoldan aldığımda benim cebimi nasıl bulup aradı
               ve nereden blldi-
                    "Bundan konu  açılmışken," dedi Forsythe Tversky'ye doğru dönerek. "Nasıl oldu da, Beta
               deneğinin tam kaçmak için bir araca ihtiyacı olacağı sırada, sen de Philadelphia'da tren  raylarının
               yanında yoldan gidiyordun?"
                    Tversky ona ters ters baktı. "Yanlış soruyu soruyorsun  James. Ben  şans eseri oradaydım.
               Sormam gereken soru şu: David benim orada olacağımı nasıl bildi? Bu buluşmayı ayarlayan oydu,
               gerçi neden böyle bir şey yaptı bilemiyorum."
                    Forsythe başını salladı. Tversky'nin dediklerine tam olarak inanmamıştı. Bunun bir  rastlantı




               Saklı Kütüphane                             193                                 www.e-kitap.us
   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197   198