Page 196 - Olasılıksız
P. 196

Caine öğleden sonra üçe kadar uyudu. Karanlık motel odasında uyandıktan sonra da bir duş alıp,
               dairesine geri döndü. Soğuk kış gününde dizi ağrısa da yürüyebilmek  hoşuna gitti, çünkü bu son
               yürüyüşü olabilirdi. Eve gelince kapıyı kapadı. Kilitlemedi çünkü bunu yapmasının bir anlamı yoktu.
                    Geldiklerinde sürgü bir  işe yaramayacaktı. Duvardaki saat 4:28:14'ü  gösteriyordu.  Saat
               4:43:27'de burada olacaklardı. Belki birkaç saniye gecikirlerdi. Eğer isterse emin olabilirdi, ama buna
               gerek yoktu. Yapacak iki şey daha vardı, sonra evreni kendi gidişatına bırakacaktı.
                    Olasılıklar fena değildi, yüzde 43.9 yaşama  şansı vardı gelecek 24 saat içinde. Gerçi  kendi
               istediği gibi yaşama olasılığı sadece yüzde 13.1'di. Ya da Doc'un denek maymunu olacaktı. Doc'un
               kendisine ihanet ettiğini düşünmemeye çalıştı. Eğer bu işten sağ çıkarsa bunu düşünecek bolca
               zamanı olacaktı, hatta belki de sonsuza kadar.
                    Eğer kurtulamazsa da...zaten bir önemi yoktu.

                                                               ▲


                    "Şu işe bak!" Grimes dönüp bir düğmeye bastı ve Crowe'a ulaştı. "Onu buldum." "Nerede?"
                    "Söylesem inanmazsın," dedi Grimes monitöre bakarak. "Evinde!"
                    "Ekibin geri  kalanını toparla. Hazırlansınlar ve üç dakika sonra benimle  helikopter  pistinde
               buluşsunlar."
                    "Anlaşıldı."
                    Grimes, Dalton'u haberdar ettikten sonra Dr. Jimmy'yi de aradı. "Hedefi buldum."
                    "Crowe'u ara."
                    “Yaptım bile," dedi Grimes. "Ekibiyle bir dakika sonra havalanıyor."
                    "Ona hedefin yerini bildirdin mi?" diye sordu Forsythe.
                    "Hayır," dedi Grimes gözlerini devirerek. Tahmin et hedefin yerini, daha eğlenceli olur, dedim."
                    "Beni Crowe'a bağla."
                    Grimes iki düğmeye basıp Forsythe'ı bağladı. "Bir şey değil," dedi Grimes kendi kendine. Neydi
               bu muamele şimdi? İyi iş, ya da aferin gibi bir laf edilmiyordu. Bağla! Grimes telefon operatörü müydü?
               Jimmy, Grimes'ın ne kadar yetenekli olduğunu  bir türlü anlayamıyordu. Sanki önemsiz biriymiş gibi
               davranıyordu. Sanki  UGA'nın ana bilgisayarına girmek, bir de  oradan hedefin evine bağladıkları
               kameraların verilerini indirmek kolay işmiş gibi davranıyordu.
                    Canın cehenneme Jimmy.
                    Canın cehenneme.
                    Yapacak başka bir işi olmadığından, Grimes arkasına yaslanıp  kendi özel kamerasından
               olacakları  seyretmeye koyuldu.  Helikopterin konumuna bakılırsa  Crowe  ve ekibi on dakika  içinde
               hedefin oturduğu apartmanın çatısına ineceklerdi. Caine oradan şimdi çıkmazsa ellerinden kaçmasına
               imkân, yoktu. Caine çıksa bile  böyle bulutsuz bir günde KH-12 uydusuyla onun yerini anında
               saptarlardı. Grimes ne olur ne olmaz, uyduyu da devreye sokmuştu.
                    Ne yazık ki  Caine kaçacakmış gibi görünmüyordu. Yazık. Kaçmalarını seyretmeyi seviyordu.
               Neyse bari, Crowe'un kapıyı kırıp içeri girişini seyredecekti. David Caine’in yerinde olmak istemezdi şu
               anda. Hem de hiç.

                                                               ▲


                    Caine zar zor yürüyerek mutfağa girdi ve üzerine yazacak bir şeyler aradı. Ancak bir zarf bulabildi
               işini görecek. Büyük harflerle yazdığı notun altına imzasını da attı. Mesaj birkaç kelimelikti zaten, ama




               Saklı Kütüphane                             196                                 www.e-kitap.us
   191   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201