Page 166 - Makaleler 1. Cilt
P. 166

164                     MAKALELER -1-



             çat›flmas›n›n bafllamas› ise her zaman ihtimal dahilindedir. Öte yandan, H›r-
             vatlar'la yap›lm›fl olan ittifak da sa¤lam temeller üzerinde durmamaktad›r.
             H›rvatlar, yaln›zca ka¤›t üzerinde geçerli olan federasyonu bozup, sonra da
             yeniden, 1993 yaz›nda oldu¤u gibi, S›rplarla "Bosna'y› paylaflma" temelinde
             bir iflbirli¤i yapabilirler.
               Türkiye, bu aç›k tehlikelere karfl›, flimdiye kadar denediklerinden çok
             daha etkili ve gerçekçi yöntemler kullanarak Bosna'n›n yan›nda yer alabilir.
             ‹lk yap›lmas› gereken ifl, H›rvatistan ile diplomatik temaslar› art›rarak, siya-
             si, ekonomik, hatta askeri iliflkiler kurmak ve var olanlar› güçlendirmektir.
             Türkiye, Almanya ile S›rp sald›rganl›¤›na karfl› stratejik bir ortak payda ge-
             lifltirerek, Alman-H›rvat eksenini Bosna'n›n yan›nda tutmak için sistemli bir
             politika izlemelidir.
               Bunun yan›nda, Dayton'›n bir "ateflkes" oldu¤u göz önünde bulunduru-
             larak, Bosna-Hersek ordusunun e¤itimi ve silahland›r›lmas› için Türkiye'nin
             aktif bir çabas› mutlaka zorunludur. Türkiye, krizin bafl›ndan bu yana izle-
             di¤i "diplomatik yolla destek" yolunun yan›na, bundan çok daha önemli
             olan askeri deste¤i de eklemelidir.
               Bosna'daki ‹zzetbegoviç yönetimine karfl› zaman zaman alevlendirilen
             uluslararas› propagandaya karfl› "Bilge Kral"a destek vermek de Türkiye'nin
             üstlenmesi gereken misyonlar›n bafl›nda gelmektedir. Halk›n›n en büyük li-
             deri ve adeta sembolü olan ‹zzetbegoviç'in arkas›nda yer almak, Türko-‹sla-
             mi bir siyasetin baflta gelen gereklerindendir.
               Bosna'ya bu flekilde verilecek bir Türk deste¤i, Türkiye'nin Türko-‹slami
             eksen üzerindeki popülaritesini ve itibar›n› tahmin edilemeyecek derecede
             art›racakt›r. Kendilerini Bosna ile özdefl gören Kosova Arnavutlar›, Sancak
             Müslümanlar›, Arnavutluk ve hatta Makedonya, "Türkiye flemsiyesi" alt›na
             girmek için istekli davranacaklard›r. Bu iki ülkeyle zaten mevcut ancak ye-
             tersiz olan ikili anlaflmalar, çok daha kapsaml› bir zemin, özellikle de askeri
             zemin üzerinde geniflletilebilecektir.
               ‹flte bu sayede, tarihi ve kültürel yönden mevcut, ancak siyaseten kay›p
             olan Türko-‹slami eksen, fiili bir biçimde, askeri ve politik anlamda ortaya
             ç›kabilir.
   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171