Page 703 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 703
Harun Yahya
1- Miller, deneyinde, "soğuk tuzak"
(cold trap) isimli bir mekanizma kullana-
Elektrik enerjisi
rak amino asitleri oluştukları anda or-
Miller'›n de- tamdan izole etmişti. Çünkü aksi takdir-
neyinde olufl- Metan, amonyak ve
turdu¤u yapay su buhar› kar›fl›m› de, amino asitleri oluşturan ortamın ko-
ortam, ger- şulları, bu molekülleri oluşmalarından
çekte ilkel hemen sonra imha edecekti.
dünya flartla- Halbuki ilkel dünya koşullarında el-
r›ile hiçbir So¤utulan su d›flar›
benzerlik gös- bette bu çeşit bilinçli düzenekler yoktu.
termiyordu. Ve bunlar olmadan herhangi bir çeşit
So¤utulan su d›flar›
amino asit elde edilse bile, bu moleküller
aynı ortamda hemen parçalanacaklardı.
Kimyager Richard Bliss'in belirttiği gibi,
"bu soğuk tuzak olmasa, kimyasal ürün-
Is› enerjisi ler elektrik kaynağı tarafından tahrip
edilmiş olacaktı". 204
Yo¤unlaflm›fl su Nitekim Miller, soğuk tuzak yerleş-
tirmeden yaptığı daha önceki deneylerde
tek bir amino asit bile elde edememişti.
2- Miller'ın deneyinde canlandırmaya çalıştığı ilkel atmosfer ortamı gerçekçi değildi. 1980'li yıllarda
bilim adamları ilkel atmosferde, metan ve amonyak yerine azot ve karbondioksit bulunması gerekti-
ği görüşünde birleştiler.
Peki Miller neden bu gazlar konusunda ısrar etmişti? Cevap basitti: Amonyak olmadan, bir amino
asidin sentezlenmesi imkansızdı. Kevin Mc Kean, Discover dergisinde yayınladığı makalede bu durumu
şöyle anlatıyor:
Miller ve Urey dünyanın eski atmosferini metan ve amonyak karıştırarak kopya ettiler... Oysa son çalışma-
larda o zamanlar dünyanın çok sıcak olduğu ve ergimiş nikel ile demirin karışımından meydana geldiği an-
laşılmıştır. Böylece o dönemdeki kimyasal atmosferin daha çok azot, karbondioksit ve su buharından oluş-
ması gerekir. Oysa bunlar organik moleküllerin oluşması için amonyak ve metan kadar uygun değildirler. 205
Nitekim Amerikalı bilim adamları J. P. Ferris ve C. T. Chen, karbondioksit, hidrojen, azot ve su bu-
harından oluşan bir karışımla Miller'ın deneyini tekrarladılar ve bir tek molekül amino asit bile elde
edemediler. 206
3- Miller'ın deneyini geçersiz kılan bir diğer önemli nokta da, amino asitlerin oluştuğu öne sürülen
dönemde, atmosferde amino asitlerin tümünü parçalayacak yoğunlukta oksijen bulunmasıydı. Mil-
ler'ın göz ardı ettiği bu gerçek, yaşları 3.5 milyar yıl olarak hesaplanan taşlardaki okside olmuş demir
ve uranyum birikintileriyle anlaşıldı. 207
Oksijen miktarının, bu dönemde evrimci teorisyenlerin iddia ettiklerinin çok üstünde olduğunu gös-
teren başka bulgular da ortaya çıktı. Araştırmalar, o dönemde dünya yüzeyine evrimcilerin tahmin et-
tiklerinden 10 bin kat daha fazla ultraviyole ışını ulaştığını gösterdi. Bu yoğun ultraviyolenin atmosfer-
deki su buharı ve karbondioksidi ayrıştırarak oksijen açığa çıkarması ise kaçınılmazdı.
Bu durum, oksijen dikkate alınmadan yapılmış olan Miller Deneyi'ni tamamen geçersiz kılıyordu.
Eğer deneyde oksijen kullanılsaydı, metan, karbondioksit ve suya, amonyak ise azot ve suya dönüşecek-
ti. Diğer taraftan, oksijenin bulunmadığı bir ortamda -henüz ozon tabakası var olmadığından- ultravi-
yole ışınına doğrudan maruz kalacak olan amino asitlerin hemen parçalanacakları da açıktı. Sonuçta il-
kel dünyada oksijenin var olması da, olmaması da amino asitler için yok edici bir ortam demekti.
4- Miller Deneyi'nin sonucunda, canlıların yapı ve fonksiyonlarını bozucu özelliklere sahip organik
asitlerden de çok miktarda oluşmuştu. Amino asitlerin, izole edilmeyip de bu kimyasal maddelerle ay-
nı ortamda bırakılmaları halinde ise, bunlarla kimyasal reaksiyona girip parçalanmaları ve farklı bile-
şiklere dönüşmeleri kaçınılmazdı.
Adnan Oktar 701